BAKANLIKTAN TARTIŞMALI DÜZENLEME, ATIKLARIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN ÖNÜ AÇILDI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yeni düzenlemesi, hafriyat ve moloz gibi atıkların 250 metre derinlikte denize dökülmesine izin veriyor. Kararın deniz kirliliğini artırabileceği ve turizm bölgelerine zarar verebileceği uyarısı yapıldı.

Haber Giriş Tarihi: 30.10.2025 22:54
Haber Güncellenme Tarihi: 30.10.2025 22:54
yenikemer.com

BAKANLIKTAN TARTIŞMALI DÜZENLEME, ATIKLARIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN ÖNÜ AÇILDI

Yönetmelikte gerçekleştirilen bir değişiklik, hafriyat, moloz, arıtma ve proses artığı çamurlar gibi tehlikeli atıkların 250 metre derinliğe borularla bırakılmasına olanak tanıyor. Bu yeni düzenleme, Karadeniz ve Marmara'nın ardından Ege ve Akdeniz'de de benzer bir yaklaşımın benimsenmesine işaret ediyor.

Çevre koruma yönetmeliklerinde yapılan bu değişiklikle, hafriyat artıkları ile moloz ve arıtma atıklarının deniz tabanına terk edilmesinin önü açıldı.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin "Denizlerle İlgili Kirletme Yasakları" başlığına yeni bir cümle ekleyerek, "Hafriyat artıkları, moloz, arıtma ve proses artığı çamurların deniz ve kıyı sularına boşaltımı yasaktır" ifadesine, 250 metre derinliğe döşenecek borularla bu atıkların denizlere bırakılabileceği hükmünü dahil etti.

Bu düzenlemenin deniz kirliliğini artırabileceği öne sürüldü. Turizm açısından önemli bir yeri olan ülke için bu kararın riskli olduğunu belirten Çevre Mühendisleri Odası eski başkanı Dr. Baran Bozoğlu, düzenlemenin Hatay gibi deprem bölgelerinden gelebilecek kimyasal atık içeren yıkıntıların denize boşaltılmasına neden olabileceği uyarısında bulundu.

Deniz dibindeki çamurun temizlenmeye çalışıldığı bir dönemde, deniz tabanına çamur dökmenin önü açılıyor

1980'li yıllarda Haliç'in dibindeki çamurun Marmara'ya dökülmesinin, Marmara Denizi için ciddi bir tehdit oluşturduğu bilimsel raporlarla kanıtlanmışken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 1980'lere benzer adımlara geri dönüşe neden olacak bu değişikliği yapması, endişe verici bir gelişme olarak görülüyor.

Bakanlığın 250 metre derinliklerde, Marmara, Ege ve Akdeniz gibi turizm açısından kıymetli alanları kirletmeyi göze alması büyük bir çelişki olarak nitelendiriliyor.