KOMŞU SOFRASI BORNOVA’DA ALTINCI KEZ DÜZENLENDİ

Bornova'da altıncı kez düzenlenen "Komşu Sofrası" etkinliği, yerel ve uluslarası şeflerin katılımıyla, Balkan ve Anadolu mutfağını buluşturdu. Etkinlik, komşuluk değerlerini gastronomi, sanat ve kültürle yaşatmayı amaçlıyor.

Haber Giriş Tarihi: 14.10.2025 12:26
Haber Güncellenme Tarihi: 14.10.2025 12:26
yenikemer.com

KOMŞU SOFRASI BORNOVA’DA ALTINCI KEZ DÜZENLENDİ

Bornova'nın tarihi ve kültürel mirasını canlandıran geleneksel Komşu Sofrası, bu yıl altıncı kez katılımcılarını ağırladı. 5 Ekim 2025 Pazar günü Buenas’ın ev sahipliğini üstlendiği etkinlikte, Balkan mutfağının zengin tatları samimi bir komşuluk ortamında sunuldu.

Başlangıçta mütevazı bir mahalle etkinliği olarak başlayan Komşu Sofrası, şu anda geniş bir katılımcı kitlesinin toplandığı önemli bir platforma dönüştü. Gastronomi öğrencileri, akademisyenler, yerel ve uluslararası şefler gibi çeşitli katılımcılarla gerçekleşen etkinlik, komşuluk kültürünü yaşatmaya devam ediyor.

Bu yıl "Karşı Komşu" temasıyla düzenlenen sofrada, Yunanistan ve Bosna-Hersek'ten gelen şefler de bulunuyordu. Balkan mutfağının özel tatları, Anadolu mutfak geleneğiyle harmanlanarak katılımcılara sunuldu.

Buenas'ın ev sahipliğinde, Bayetav Sanat ve Balgöç Derneği'nin katkılarıyla organize edilen etkinlik, komşuluk değerlerini kültür, sanat ve gastronomi aracılığıyla yeniden hatırlatmayı hedefliyor.

Bornova’da komşuluk sofrası: Ayrışmanın Aksine Kurulan Lezzet Mirası

Bornova'nın kültürel zenginliğini canlandıran geleneksel Komşu Sofrası, altıncı yılında sadece yemekleri değil, aynı zamanda ortak değerleri de paylaşmaya devam etti. Etkinlik, komşuluk felsefesini gastronomik bir hikâyeye dönüştürerek, sofranın sıcaklığını uluslararası bir perspektife taşıdı.

Sofranın ötesindeki hedef: Uluslararası bir hayal

Açılış konuşmasını yapan Gülper Ergün, Komşu Sofrası'nın temelini oluşturan "karşılıksız paylaşma duygusu" ve yerel gastronomiyi teşvik etme amacından bahsetti. Ergün, etkinliğin artık 100’ün üzerinde yemeğin paylaşıldığı bir gelenek olduğunu belirterek, "Umutsuzluğu ve ayrışmayı aşarak birleşmeye, birlikte olmaya devam edelim," diyerek katılımcıları motive etti. Bu altı yıllık geleneğin, "Uluslararası Gastronomi Film Festivali" gibi daha büyük ve uluslararası bir ideale dönüştüğünü anlatarak, sofraların sıcaklığını sinema perdesine taşımaya başladıklarını ifade etti.

Kültürlerin kesişim noktası: Mübadele Mutfağı

Etkinliğin en dikkat çeken oturumu, Bülent Şık’ın moderasyonunda "Mübadele ile Gelen Göçün Gastronomi Kültürüne Etkisi" başlıklı oturumdu.

Ayşe Karadan (Ayşa Boşnak Börekçisi), Boşnak böreğinin yüzyıllara dayanan bir kültürel miras olduğunu ve bugün Türkiye’nin dört bir yanında bilinen ve tanınan bir marka haline geldiğini gururla paylaştı.

Ahmet Güzelyağdöken (Balmumu Lokantası), kendi mutfağının temelini zeytinyağı ile vurgulayarak, bu derece belirgin bir mutfak kategorisine sahip tek ülkenin Türk mutfağı olduğunu belirtti.

Handan Kaygusuzer (Beğendik Abi Lokantası), ise mübadelenin sofraları nasıl zenginleştirdiğinden bahsetti. Kaygusuzer, komşulardan gelen tabakların misafirperverlikle dolu olarak geri dönmediği bu kültürel paylaşımın, hepimizin tarif defterlerine "Ayşe’nin tatlısı, Güner’in böreği" gibi notlarla kaydedildiğini anlattı.

Bornova Misketi: kaybolmuş bir hazinenin yeniden doğuşu

Günün ikinci söyleşisi, Prof. Dr. Seda Genç’in moderasyonunda "Bornova’da Bornova Misketi’ni Konuşuyoruz" başlıklı oturumda, kentin derin bağcılık mirasına odaklandı.

Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, misket üzümünü "kaybolmuş bir hazine" olarak nitelendirerek, kentleşme sürecinin etkisiyle azalan üretimi yeniden arttırma hedeflerini paylaştı. Eşki, misketin yalnızca bilimsel makalelerde değil, kafelerde içecek olarak sunulan, herkesin bildiği ve sevdiği bir lezzet haline gelmesi vizyonunu aktardı.

Doç. Dr. Burçak İşçi, Anadolu'nun Neolitik Çağ'dan beri bağcılığın gen merkezi olduğunu ve Bornova Misketi’nin bu değeri mirasın önemli bir parçası olduğunu vurguladı.

Seray Kumbasar (Sommelier), misket üzümünün duyusal cazibesini anlatarak, "Kamyona doldurulan misketlerin kokusu 1 kilometre öteden sizi cezbeder," diyerek bu eşsiz üzümün günlük yaşama katılması yönünde çağrıda bulundu.

Söyleşilerin ardından, bando ekibinin coşkulu gösterisi eşliğinde Komşu Sofrası resmi olarak açıldı ve katılımcılar, kültürel mirasın lezzetini paylaşmanın coşkusunu yaşadı.