KEMER SİVİL TOPLUM PLATFORMU ÇALIŞ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.
KEMER SİVİL TOPLUM PLATFORMU ÇALIŞ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.
kemer sivil toplum platformu Çalış'ta olup bitenlerle ilgili basın açıklaması yaptı.
Haber Giriş Tarihi: 25.03.2024 13:18
Haber Güncellenme Tarihi: 25.03.2024 13:18
Kaynak:
Haber Merkezi
yenikemer.com
Değerli basın mensupları, sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri,
tarihine, doğasına sahip çıkmak üzere, burada bulunan, kıymetli kemer halkı.
Bugün burada bulunma amacımızla alakalı olarak, yıllar öncesine dönecek
olursak, yine kemer halkı olarak toplanmış ve kemerin incisi olan çalış tepesine
gelmiştik. Zira doğayı , tarihi ve kültürel değerleri bir arada barındıran, fiilen orman,
milli park ve arkeolojik sit olan çalış tepesine, bir firma tarafından, akla hayale
sığmaz bir proje olan, taş ocağı açılmak istenmişti. Dönemin yetkilileri , bu büyük
hatayı anlamışlar, halkın haklı tepkisini dikkate alarak ,kemeri bir facianın eşiğinden
döndürmüşlerdi.
Bugün yine burada, aynı yıkımı yaratacak bir proje ile karşı karşıyayız.
Burasınıda turizme açmak için, bu yüzlerce dönüm orman alanına,otel ve tatil köyü
yapılmak isteniyor. Yıkım diyoruz, zira, daha projeye çivi bile çakılmadan yaratılan
harabiyete, canlı canlı şahitlik etmekteyiz. Bulunduğumuz şu alanın eğimine bakın,
50 dereceden fazla. Biz şu anda bir dağın üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda bir milli
parkın , sit alanının , geçmişte tarihe ve kültüre ev sahipliği yapmış bir yerin. Hemen
karşımızda, Antalyanın Çanakkale mevzileri denecek, Topçu Zabit Mustafa Ertuğrul’
un , akdeniz sahillerini abluka altına alan, Fransız kruvazörlerini batırdığı, topçu
mevzisi ve siperleri duruyor. Ayaklarımızı bastığımız şu yerlere dikkatli bakan, yer
yer antik duvar kalıntılarını kolayca görebilir. Şimdi soru şu : Böylesi bir alana, otel ve
tatil köyünün yapılabileceği fikri, nasıl birisinin aklına, hayaline gelmiş , gerçektende
hayret ötesi bişey. Vaktiyle sahildeki düzlüğe verilen tahsis alanı ,kesmemiş olacakki,
alanı, dağın zirvesine kadar çıkarmış. Bunu ancak ve ancak , her duyguyu ve nimeti
tatmış ve yaşamış birinin, fantazisi diye tanımlamak, yanlış olmasa gerektir. Verilen
tahsis süresine bakacak olursak, yarım yüzyıllık bir süre. Cumhuriyet tarihinin
yarısına denk. Bu yönüyle burada, bir turizm tesisi yapılmak istenmesinin yanında,
aslında burayı halktan ve tabiattan kopararak, tek sahibi olunmak istenilmektedir.
Bir hırsın ürünü olan, gördüğümüz bu yıkımın sorumlularının, turizm hakkında
bilmediği şeyler var. Turizmin sermayesi, güneş kum ve denizin dışında, aynı
zamanda doğadır, tabiattır, yeşildir , tarihtir, kültürdür. Sizin otel ve tatil köyü binaları
yapacağız diye kıydığınız, yıktığınız bu alan , kemere gelen ve diğer bölgelerde
konaklayan misafirlerinde, aynı zamanda manzarasını, kemerimizinde silüetini
oluşturur. Buna sizin, ne hakkınız var.! Bunca yıkım ve talan edilmiş doğa parçası,
bundan sonra kemer için, cennetten bir parça değil, artık görsel bir kirlilik unsuru
haline gelecek, kemerin turizm değerinide eksiltecektir.
Kamu yararı için konulan yasalara ve yönetmeliklere rağmen, nispeten daha uygun alanlara bile, bir turizm
tesisi için tahsis vermek zordur. Buna rağmen, bunca eşsiz özellikleri ve koruma
statülerini, bir arada barındıran, bu dağın tepesine , bu kadar kolayca ve hoyratça ,
otel ve tatil köyü yapmaya kalkmak, diğer hiçbir şekilde el değmemesi gereken, doğal
ve tarihi alanlarımızı, imara açmanın ve heryeri betona boğarak, cenneti cehenneme
çevirmenin kapılarını, ardına kadar açar , bu durum feci bir emsal haline gelir ve bu
işin bir kaidesi, bir kuralıda kalmaz. Buraya izin verilirse, aynı projeler, yarın karşıda
gördüğümüz, kocaburunada yapılmak istenir, Çalış’ ın diğer yamaçlarınada, kemerin
el değmeyecek diğer cennetten köşelerinede…
Yaklaşık 50 yıl önce , bölgede henüz turizm yok iken, zamanın şartlarında yapılmış
olan , Fransız tatil köyü diyede bilinen clüb med otel, günümüzde artık tahsis süresini
doldurmuş ,binalarıda eskimiş ve ekonomik ömrünü tüketmiştir. Bu turizm tesisinin
yapıldığı yere bakacak olursak, aslında çokda alışageldiğimiz normal turizm
alanlarının dışında , yarattığı insan baskısıyla, doğaya olumsuz etkide bulunacak
kadar, doğaya fazla yakın ve içiçe olduğunu görürüz. Turizm yapıcılarının ve kanun
koyucuların, buna benzer örneklerdeki, tahsis süreleri sona eren yerlerle ilgili, yeni
tahsis uzatımları yapmak yerine, alanı doğal haline bırakarak uzun yılların getirdiği
tahribatı , doğanın kendi kendisini tamir ve rehabilite etmesine bırakmayı, bir
düşünmeleri gerektiği kanaatindeyiz.
Konuşmamızın bu kısmında , burada bulunma gayemizlede direkt alakalı olarak ,çok
önem arzettiğine inandığımız bir konuya, değinmeden geçemeyeceğiz. Sayın
cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın, geçtiğimiz hafta İzmirde , halka
hitaben yaptığı bir konuşmada , bizzat halkımıza önemli bir mesajı vardı.
Sayın cumhurbaşkanına , sözlerini aynen tekrarlamak ve kendisinede arzederek,
hatırlatmak istiyoruz. Şöyle söylemişti Sn. Cumhurbaşkanımız : “ Biz size
inanıyoruz. Siz de bize inanıyor musunuz? Mesele yok. Şayet aksi yönde bir
duruşumuzu görürseniz, hiç çekinmeyin. Yüzümüze hakikatleri, haykırın.
Haykırın ki, hatamızı görüp kendimizi düzeltelim. Bizde kibir, enaniyet,
riyakarlık olmaz. Bizde sadece eser, hizmet, çalışmak, mücadele etmek olur,
eksik bırakmışsak tamamlama, hata yapmışsak düzeltme olur. Biz kendimize,
işte bu kadar güveniyoruz.” demiş, bir hata ve yanlışlarının olması durumunda,
vatandaşların kendilerini uyarması gerektiğini söylemişti.
Bizde bugün, bir facia demek olan, yapılan bu hatadan dönülmesini ve Sayın cumhurbaşkanımızın , olayın
boyutunun , teknik detaylarının ve fecaatının, farkında ve bilgisi dahilinde olmadan
imzaladığına inandığımız bu uygulamayı, iptal etmesini , içersinde bulunduğumuz bu
seçim arefesinde ,kendisinden halk olarak istiyoruz ve talep ediyoruz.
Kemer halkı ve sivil toplumu adına , saygılarımızla..
Basın açıklamasını Kemer sivil toplum platformu adına Sami Adaletli yaptı.
Basın açıklaması ardından orman kesimi yapılan yere yürüyen halka otelin güvenli görevlileri "BURASI TAPULU ALANDIR" diyerek girilmesine izin vermedi.
Bir kaç gün önce burası yangın için temizleniyor ve tarihi eserler nedeniyle çalışmalar durduruldu denilen yere bugün tapulu alan diye halk sokulmadı.
Hem sit alanı hemde milli park olan alana izin verilmemesi yıllardır Likya yolu'nun bir etabı olan ve Mustafa Ertuğrul mevzilerine giden yolun kapatılması halkta ciddi bir tepkiye neden oldu.
Tüm bu tutarsız gelişmeler yaşanırken adeta bölgeye demir atan ,Turizm bakanınıdan hala net bir açıklama yapılmaması seçim öncesi insanların kafasında yeni soru işaretleri getiriyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KEMER SİVİL TOPLUM PLATFORMU ÇALIŞ İÇİN BASIN AÇIKLAMASI YAPTI.
kemer sivil toplum platformu Çalış'ta olup bitenlerle ilgili basın açıklaması yaptı.
Değerli basın mensupları, sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri,
tarihine, doğasına sahip çıkmak üzere, burada bulunan, kıymetli kemer halkı.
Bugün burada bulunma amacımızla alakalı olarak, yıllar öncesine dönecek
olursak, yine kemer halkı olarak toplanmış ve kemerin incisi olan çalış tepesine
gelmiştik. Zira doğayı , tarihi ve kültürel değerleri bir arada barındıran, fiilen orman,
milli park ve arkeolojik sit olan çalış tepesine, bir firma tarafından, akla hayale
sığmaz bir proje olan, taş ocağı açılmak istenmişti. Dönemin yetkilileri , bu büyük
hatayı anlamışlar, halkın haklı tepkisini dikkate alarak ,kemeri bir facianın eşiğinden
döndürmüşlerdi.
Bugün yine burada, aynı yıkımı yaratacak bir proje ile karşı karşıyayız.
Burasınıda turizme açmak için, bu yüzlerce dönüm orman alanına,otel ve tatil köyü
yapılmak isteniyor. Yıkım diyoruz, zira, daha projeye çivi bile çakılmadan yaratılan
harabiyete, canlı canlı şahitlik etmekteyiz. Bulunduğumuz şu alanın eğimine bakın,
50 dereceden fazla. Biz şu anda bir dağın üzerinde duruyoruz. Aynı zamanda bir milli
parkın , sit alanının , geçmişte tarihe ve kültüre ev sahipliği yapmış bir yerin. Hemen
karşımızda, Antalyanın Çanakkale mevzileri denecek, Topçu Zabit Mustafa Ertuğrul’
un , akdeniz sahillerini abluka altına alan, Fransız kruvazörlerini batırdığı, topçu
mevzisi ve siperleri duruyor. Ayaklarımızı bastığımız şu yerlere dikkatli bakan, yer
yer antik duvar kalıntılarını kolayca görebilir. Şimdi soru şu : Böylesi bir alana, otel ve
tatil köyünün yapılabileceği fikri, nasıl birisinin aklına, hayaline gelmiş , gerçektende
hayret ötesi bişey. Vaktiyle sahildeki düzlüğe verilen tahsis alanı ,kesmemiş olacakki,
alanı, dağın zirvesine kadar çıkarmış. Bunu ancak ve ancak , her duyguyu ve nimeti
tatmış ve yaşamış birinin, fantazisi diye tanımlamak, yanlış olmasa gerektir. Verilen
tahsis süresine bakacak olursak, yarım yüzyıllık bir süre. Cumhuriyet tarihinin
yarısına denk. Bu yönüyle burada, bir turizm tesisi yapılmak istenmesinin yanında,
aslında burayı halktan ve tabiattan kopararak, tek sahibi olunmak istenilmektedir.
Bir hırsın ürünü olan, gördüğümüz bu yıkımın sorumlularının, turizm hakkında
bilmediği şeyler var. Turizmin sermayesi, güneş kum ve denizin dışında, aynı
zamanda doğadır, tabiattır, yeşildir , tarihtir, kültürdür. Sizin otel ve tatil köyü binaları
yapacağız diye kıydığınız, yıktığınız bu alan , kemere gelen ve diğer bölgelerde
konaklayan misafirlerinde, aynı zamanda manzarasını, kemerimizinde silüetini
oluşturur. Buna sizin, ne hakkınız var.! Bunca yıkım ve talan edilmiş doğa parçası,
bundan sonra kemer için, cennetten bir parça değil, artık görsel bir kirlilik unsuru
haline gelecek, kemerin turizm değerinide eksiltecektir.
Kamu yararı için konulan yasalara ve yönetmeliklere rağmen, nispeten daha uygun alanlara bile, bir turizm
tesisi için tahsis vermek zordur. Buna rağmen, bunca eşsiz özellikleri ve koruma
statülerini, bir arada barındıran, bu dağın tepesine , bu kadar kolayca ve hoyratça ,
otel ve tatil köyü yapmaya kalkmak, diğer hiçbir şekilde el değmemesi gereken, doğal
ve tarihi alanlarımızı, imara açmanın ve heryeri betona boğarak, cenneti cehenneme
çevirmenin kapılarını, ardına kadar açar , bu durum feci bir emsal haline gelir ve bu
işin bir kaidesi, bir kuralıda kalmaz. Buraya izin verilirse, aynı projeler, yarın karşıda
gördüğümüz, kocaburunada yapılmak istenir, Çalış’ ın diğer yamaçlarınada, kemerin
el değmeyecek diğer cennetten köşelerinede…
Yaklaşık 50 yıl önce , bölgede henüz turizm yok iken, zamanın şartlarında yapılmış
olan , Fransız tatil köyü diyede bilinen clüb med otel, günümüzde artık tahsis süresini
doldurmuş ,binalarıda eskimiş ve ekonomik ömrünü tüketmiştir. Bu turizm tesisinin
yapıldığı yere bakacak olursak, aslında çokda alışageldiğimiz normal turizm
alanlarının dışında , yarattığı insan baskısıyla, doğaya olumsuz etkide bulunacak
kadar, doğaya fazla yakın ve içiçe olduğunu görürüz. Turizm yapıcılarının ve kanun
koyucuların, buna benzer örneklerdeki, tahsis süreleri sona eren yerlerle ilgili, yeni
tahsis uzatımları yapmak yerine, alanı doğal haline bırakarak uzun yılların getirdiği
tahribatı , doğanın kendi kendisini tamir ve rehabilite etmesine bırakmayı, bir
düşünmeleri gerektiği kanaatindeyiz.
Konuşmamızın bu kısmında , burada bulunma gayemizlede direkt alakalı olarak ,çok
önem arzettiğine inandığımız bir konuya, değinmeden geçemeyeceğiz. Sayın
cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ ın, geçtiğimiz hafta İzmirde , halka
hitaben yaptığı bir konuşmada , bizzat halkımıza önemli bir mesajı vardı.
Sayın cumhurbaşkanına , sözlerini aynen tekrarlamak ve kendisinede arzederek,
hatırlatmak istiyoruz. Şöyle söylemişti Sn. Cumhurbaşkanımız : “ Biz size
inanıyoruz. Siz de bize inanıyor musunuz? Mesele yok. Şayet aksi yönde bir
duruşumuzu görürseniz, hiç çekinmeyin. Yüzümüze hakikatleri, haykırın.
Haykırın ki, hatamızı görüp kendimizi düzeltelim. Bizde kibir, enaniyet,
riyakarlık olmaz. Bizde sadece eser, hizmet, çalışmak, mücadele etmek olur,
eksik bırakmışsak tamamlama, hata yapmışsak düzeltme olur. Biz kendimize,
işte bu kadar güveniyoruz.” demiş, bir hata ve yanlışlarının olması durumunda,
vatandaşların kendilerini uyarması gerektiğini söylemişti.
Bizde bugün, bir facia demek olan, yapılan bu hatadan dönülmesini ve Sayın cumhurbaşkanımızın , olayın
boyutunun , teknik detaylarının ve fecaatının, farkında ve bilgisi dahilinde olmadan
imzaladığına inandığımız bu uygulamayı, iptal etmesini , içersinde bulunduğumuz bu
seçim arefesinde ,kendisinden halk olarak istiyoruz ve talep ediyoruz.
Kemer halkı ve sivil toplumu adına , saygılarımızla..
Basın açıklamasını Kemer sivil toplum platformu adına Sami Adaletli yaptı.
Basın açıklaması ardından orman kesimi yapılan yere yürüyen halka otelin güvenli görevlileri "BURASI TAPULU ALANDIR" diyerek girilmesine izin vermedi.
Bir kaç gün önce burası yangın için temizleniyor ve tarihi eserler nedeniyle çalışmalar durduruldu denilen yere bugün tapulu alan diye halk sokulmadı.
Hem sit alanı hemde milli park olan alana izin verilmemesi yıllardır Likya yolu'nun bir etabı olan ve Mustafa Ertuğrul mevzilerine giden yolun kapatılması halkta ciddi bir tepkiye neden oldu.
Tüm bu tutarsız gelişmeler yaşanırken adeta bölgeye demir atan ,Turizm bakanınıdan hala net bir açıklama yapılmaması seçim öncesi insanların kafasında yeni soru işaretleri getiriyor.
En Çok Okunan Haberler