Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Çevre

Yeni Kemer - Çevre haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çevre haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BAKANLIKTAN TARTIŞMALI DÜZENLEME, ATIKLARIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN ÖNÜ AÇILDI Haber

BAKANLIKTAN TARTIŞMALI DÜZENLEME, ATIKLARIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN ÖNÜ AÇILDI

BAKANLIKTAN TARTIŞMALI DÜZENLEME, ATIKLARIN DENİZE DÖKÜLMESİNİN ÖNÜ AÇILDI Yönetmelikte gerçekleştirilen bir değişiklik, hafriyat, moloz, arıtma ve proses artığı çamurlar gibi tehlikeli atıkların 250 metre derinliğe borularla bırakılmasına olanak tanıyor. Bu yeni düzenleme, Karadeniz ve Marmara'nın ardından Ege ve Akdeniz'de de benzer bir yaklaşımın benimsenmesine işaret ediyor. Çevre koruma yönetmeliklerinde yapılan bu değişiklikle, hafriyat artıkları ile moloz ve arıtma atıklarının deniz tabanına terk edilmesinin önü açıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nin "Denizlerle İlgili Kirletme Yasakları" başlığına yeni bir cümle ekleyerek, "Hafriyat artıkları, moloz, arıtma ve proses artığı çamurların deniz ve kıyı sularına boşaltımı yasaktır" ifadesine, 250 metre derinliğe döşenecek borularla bu atıkların denizlere bırakılabileceği hükmünü dahil etti. Bu düzenlemenin deniz kirliliğini artırabileceği öne sürüldü. Turizm açısından önemli bir yeri olan ülke için bu kararın riskli olduğunu belirten Çevre Mühendisleri Odası eski başkanı Dr. Baran Bozoğlu, düzenlemenin Hatay gibi deprem bölgelerinden gelebilecek kimyasal atık içeren yıkıntıların denize boşaltılmasına neden olabileceği uyarısında bulundu. Deniz dibindeki çamurun temizlenmeye çalışıldığı bir dönemde, deniz tabanına çamur dökmenin önü açılıyor 1980'li yıllarda Haliç'in dibindeki çamurun Marmara'ya dökülmesinin, Marmara Denizi için ciddi bir tehdit oluşturduğu bilimsel raporlarla kanıtlanmışken, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 1980'lere benzer adımlara geri dönüşe neden olacak bu değişikliği yapması, endişe verici bir gelişme olarak görülüyor. Bakanlığın 250 metre derinliklerde, Marmara, Ege ve Akdeniz gibi turizm açısından kıymetli alanları kirletmeyi göze alması büyük bir çelişki olarak nitelendiriliyor.

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE Haber

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE CHP’li Erdem: “Kültürel miras rant uğruna yok ediliyor” Kemer’deki İdyros Antik Kenti alanına yapılmak istenen 900 yataklı otel projesi, TBMM gündemine taşındı. CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, projeyle ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Erdem, yaptığı açıklamada Antalya’nın doğal, tarihi ve turistik alanlarının “rant uğruna talan edildiğini” vurgulayarak, “Antalya’nın tüm güzellik ve değerleri, bu iktidar tarafından yok edilmeye çalışılıyor” dedi. “Antik kent inşaat alanına dönüşecek” CHP’li Erdem, Kemer’in son yeşil alanlarından biri olan bölgede planlanan otel projesinin, antik kentin büyük kısmını inşaat alanına dönüştüreceğini söyledi. “Bu durum, hem doğayı hem de kültürel mirasımızı büyük risk altına sokacaktır,” ifadelerini kullandı. Erdem ayrıca, Antalya halkının ve sivil toplum kuruluşlarının projeye karşı çıktığını hatırlatarak, “Süreçler bilimsel, şeffaf ve halka açık yürütülmelidir” çağrısında bulundu. Bakanlara yöneltilen sorular Milletvekili Erdem, iki bakana şu soruları yöneltti: Bu tür büyük otel projelerinde, özellikle kültür ve doğal miras alanları içinde yatırım–koruma dengesi nasıl sağlanmaktadır? İdyros Antik Kenti çevresinde yapılması planlanan otel yatırımına ilişkin resmi bir onay veya görüş var mıdır? Bölge için Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmış mıdır, hazırlandıysa hangi kurum tarafından yürütülmüştür? Alanda arkeolojik kazı, sondaj, jeoradar gibi çalışmalar yapılmış mıdır? Bulgular kamuoyuyla paylaşılacak mıdır? “Antik kentin bilinmeyen alanlarının tehdit altında olduğu” iddiası bakanlık tarafından değerlendirilmiş midir? Bakanlığın, kültür ve doğal miras alanlarında yapılacak turizm yatırımlarında şeffaflık, halkın katılımı ve STK iş birliği açısından izlediği yöntemler nelerdir? Söz konusu yatırımın imar, çevre ve kültür varlıkları açısından oluşturabileceği potansiyel riskler analiz edilmiş midir? Bu risklere karşı alınan önlemler nelerdir? “Antalya’nın geleceği beton değil, tarih ve doğadır” Erdem açıklamasının sonunda, “Antalya’nın geleceği beton otellerde değil; tarih, doğa ve kültürle iç içe, sürdürülebilir turizm anlayışındadır,” diyerek yetkililere projeyi durdurma çağrısı yaptı. İstersen bu metni:

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.