Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Miras

Yeni Kemer - Miras haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Miras haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı Döneminden Kalan Tek Mezar ilgi ve tescil bekliyor Haber

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı Döneminden Kalan Tek Mezar ilgi ve tescil bekliyor

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı’ya Ait Tek Mezar İlgi ve Tescil Bekliyor Antalya’nın Kemer ilçesi, antik çağlardan Osmanlı dönemine kadar uzanan zengin bir tarihsel geçmişe sahiptir. Ancak, bu tarihsel zenginliğe rağmen Osmanlı’ya ait somut kalıntılar neredeyse yok denecek kadar azdır. Kemer Belediyesi Kültür Evi Sorumlusu ve yerel tarihçi Ramazan Kar, bu eksiklikler arasında dikkat çekici bir keşif gerçekleştirdi: Kemer ilçe merkezi Kındılçeşme mevkiinde yer alan ve Osmanlı döneminden günümüze ulaşan tek mezar. Osmanlı Sivil Mezar Geleneğinin Nadir Bir Temsili Kındılçeşme’de tespit edilen bu mezar, Osmanlı sivil mezar taşı geleneğinin özel süsleme ve hat sanatını temsil eden nadir bir örnek olarak görülüyor. Mezar taşı üzerindeki yazılar, döneme ait estetik değerlerle işlenmiş olup, ölüm, kader ve fanilik üzerine derin bir düşünce dünyasını yansıtır. Ramazan Kar, taş üzerindeki Osmanlıca yazıyı çözdüklerini ifade etti. Yazı, bir mersiye (ağıt) formatında şu dizeleri içeriyor: “Ah minel mevt Ey sanan ömür büyük devlet Aç basiret gözün oku taşım Tıfl-ı nadan u pire bakmaz hiç Zillu çerha inanma ferda şem Genc idüm ben de gömdüler hake Deme gencim benim kardeşim Beşer takatım arayıp varıp Pister-i hake arkamı virdüm Senin (yazgına) kabrime başım Bir melek çıktı, yazdı tarihim Al başıma haşrola naşım Muhammed belidi muhtumi Haseni (Haşeni) 1316” Bu dizeler, mezar sahibinin genç yaşta vefat ettiğini ve mezar taşının üzerinde kendi dilinde bir vasiyet bıraktığını göstermektedir. 1316 (Hicri) tarihi, miladi olarak 1898-1899 yıllarına karşılık gelmektedir. Bu mezar, 19. yüzyıl sonlarında Kemer’in Osmanlı yerleşimine dair en somut kanıt olarak ön plandadır. Kemer’in Osmanlı Katmanı: Dönemin Sessiz Tanığı Antalya kıyı şeridinde sıkça rastlanan Likya, Bizans ve Selçuklu kalıntılarına karşın, Osmanlı dönemi sivil mimari ya da mezar örnekleri oldukça enderdir. Kemer’de ise bu dönem, yazılı belgelerde sınırlı bir şekilde ifade edilmekte; sahada ise neredeyse hiçbir iz bulunmamaktadır. Ramazan Kar’a göre, bu mezar, “Kemer’in Osmanlı döneminde de küçük bir kıyı yerleşimi olarak var olduğunu gösteren önemli bir arkeolojik ve epigrafik bulgu” niteliğindedir. Kındılçeşme mevkii, geçmişte tarımsal ve göçmen yerleşimi özelliği taşıyan küçük bir mahalle olarak biliniyor. Bu mezar, o dönemdeki yerleşik nüfusun dini, sosyal ve sanatsal yaşamına dair bilinen tek fiziksel belge özelliği taşımaktadır. Koruma ve Tescil Çağrısı Ramazan Kar, basına yaptığı açıklamada, taşın mevcut durumunun yıpranma ve zarar görme riski taşıdığını söyledi. Doğal erozyon ve yapısal bozulmalar nedeniyle mezar taşının korunması gerektiğine dikkat çeken Kar, “Bu tahribatın önüne geçilmeli, mezar taşı koruma altına alınarak restorasyonu yapılarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.” diye ekledi. Bu hedefle Kemer Belediyesi Kültür Evi, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na tescil başvurusu sürecini başlatıyor. Başvuru sonuçlandığında, mezar “Kültür varlığı” statüsü kazanarak yasal koruma altına alınmış olacak. Bir Mezar Taşının Kimlik Arayışı Osmanlı mezar taşları, sadece ölümün değil; kimliğin, ait olmanın ve kültürel hafızanın da sembolleridir. Bu mezar, Kemer’in tarih anlatısında eksik kalan bir parçayı tamamlıyor. Üzerindeki yazılar, dönemin dil ve inanç dünyasını günümüze taşımaktadır. Her ne kadar tek bir taş olsa da, Kemer’in Osmanlı döneminde varlığını kanıtlayan bir kimlik belgesi niteliğindedir. Bu yüzden, mezarın korunması, sadece arkeolojik bir gereklilik değil; aynı zamanda yerel tarih bilincinin güçlendirilmesi açısından da kilit bir adım sayılmaktadır. Sonuç: Sessiz Bir Taşın Anlattıkları Kemer, turizm ve sahilleriyle modern bir yüz sunarken, geçmişin sessiz tanıkları hala toprağın altında veya kenarında varlık göstermeye devam ediyor. Kındılçeşme’deki bu Osmanlı mezarı da bu sessiz tanıklardan biri. Ramazan Kar ve Kemer Belediyesi’nin bu girişimleri, yerel kültürel mirasın görünür hale getirilmesi ve tarihin devamlılığının korunması açısından örnek bir adım olarak değerlendiriliyor.

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE Haber

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE

İDYROS ANTİK KENTİNE OTEL MECLİS GÜNDEMİNDE CHP’li Erdem: “Kültürel miras rant uğruna yok ediliyor” Kemer’deki İdyros Antik Kenti alanına yapılmak istenen 900 yataklı otel projesi, TBMM gündemine taşındı. CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, projeyle ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. Erdem, yaptığı açıklamada Antalya’nın doğal, tarihi ve turistik alanlarının “rant uğruna talan edildiğini” vurgulayarak, “Antalya’nın tüm güzellik ve değerleri, bu iktidar tarafından yok edilmeye çalışılıyor” dedi. “Antik kent inşaat alanına dönüşecek” CHP’li Erdem, Kemer’in son yeşil alanlarından biri olan bölgede planlanan otel projesinin, antik kentin büyük kısmını inşaat alanına dönüştüreceğini söyledi. “Bu durum, hem doğayı hem de kültürel mirasımızı büyük risk altına sokacaktır,” ifadelerini kullandı. Erdem ayrıca, Antalya halkının ve sivil toplum kuruluşlarının projeye karşı çıktığını hatırlatarak, “Süreçler bilimsel, şeffaf ve halka açık yürütülmelidir” çağrısında bulundu. Bakanlara yöneltilen sorular Milletvekili Erdem, iki bakana şu soruları yöneltti: Bu tür büyük otel projelerinde, özellikle kültür ve doğal miras alanları içinde yatırım–koruma dengesi nasıl sağlanmaktadır? İdyros Antik Kenti çevresinde yapılması planlanan otel yatırımına ilişkin resmi bir onay veya görüş var mıdır? Bölge için Koruma Amaçlı İmar Planı hazırlanmış mıdır, hazırlandıysa hangi kurum tarafından yürütülmüştür? Alanda arkeolojik kazı, sondaj, jeoradar gibi çalışmalar yapılmış mıdır? Bulgular kamuoyuyla paylaşılacak mıdır? “Antik kentin bilinmeyen alanlarının tehdit altında olduğu” iddiası bakanlık tarafından değerlendirilmiş midir? Bakanlığın, kültür ve doğal miras alanlarında yapılacak turizm yatırımlarında şeffaflık, halkın katılımı ve STK iş birliği açısından izlediği yöntemler nelerdir? Söz konusu yatırımın imar, çevre ve kültür varlıkları açısından oluşturabileceği potansiyel riskler analiz edilmiş midir? Bu risklere karşı alınan önlemler nelerdir? “Antalya’nın geleceği beton değil, tarih ve doğadır” Erdem açıklamasının sonunda, “Antalya’nın geleceği beton otellerde değil; tarih, doğa ve kültürle iç içe, sürdürülebilir turizm anlayışındadır,” diyerek yetkililere projeyi durdurma çağrısı yaptı. İstersen bu metni:

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.