Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tarihçi

Yeni Kemer - Tarihçi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarihçi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Naim Babüroğlu Atatürk’ü ve Kuruluşu Anlattı Haber

Naim Babüroğlu Atatürk’ü ve Kuruluşu Anlattı

Cumhuriyet’in Hafızası Kemer’de: Naim Babüroğlu Atatürk’ü ve Kuruluşu Anlattı Cumhuriyet tarihi üzerine yaptığı çalışmaları, belgelerle desteklenen anlatımı ve etkileyici hitabetiyle tanınan tarihçi, yazar ve emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, Kemer Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kemer’de düzenlenen “Atatürk ve Cumhuriyet” konulu seminerle öğrenciler ve velilerle buluştu. Gün boyu süren program, Cumhuriyet’in hangi koşullarda kurulduğunu ve hangi değerler üzerine inşa edildiğini bir kez daha hatırlattı. Gençlerle Başlayan, Ailelerle Devam Eden Bir Cumhuriyet Dersi Seminerin ilk bölümünde öğrencilerle bir araya gelen Babüroğlu, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini yalnızca bir tarih anlatısı olarak değil, bir milletin yeniden ayağa kalkış öyküsü olarak ele aldı. Mondros’tan Lozan’a uzanan süreci belgelerle aktaran Babüroğlu, gençlere tarih bilincinin neden hayati olduğunu vurguladı. Öğleden sonra gerçekleştirilen ikinci oturumda ise veliler seminere yoğun ilgi gösterdi. Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi, Atatürk’ün liderliği ve devrimlerin taşıdığı anlam üzerinde duran Babüroğlu, Cumhuriyet’in bir “emanet” değil, korunması gereken ortak bir değer olduğunun altını çizdi. Belgelerle Cumhuriyet, Duygularla Atatürk Seminer boyunca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehası, siyasi öngörüsü ve çağdaşlaşma vizyonu örneklerle anlatıldı. Babüroğlu’nun özellikle Atatürk’ün yalnızlığı, kararlılığı ve ileri görüşlülüğünü aktardığı bölümlerde salonda zaman zaman duygu dolu anlar yaşandı. Katılımcılar, Cumhuriyet’in yalnızca bir yönetim biçimi değil; bağımsızlık, özgürlük ve onur mücadelesinin adı olduğunu bir kez daha hissetti. Söyleşiden İmza Gününe Programın sonunda Dr. Naim Babüroğlu, öğrenci ve veliler için “Atatürk ve Cumhuriyet” adlı kitabını imzaladı. İmza sırasında katılımcılar Babüroğlu ile birebir sohbet etme fırsatı bulurken, özellikle gençlerin yoğun ilgisi dikkat çekti. Yakın Tarihin Tanığı Bir Kalem: Naim Babüroğlu Emekli Tuğgeneral Dr. Naim Babüroğlu, askerlik kariyerinin ardından yazarlığa yönelerek Türkiye’nin yakın tarihine ışık tutan önemli çalışmalara imza attı. Cumhuriyet tarihi, Çanakkale Savaşı ve Türkiye’nin dış politikası üzerine kaleme aldığı eserlerde, akademik disiplinle hazırlanan belgeler ve analizler öne çıkıyor. Öne Çıkan Eserleri Bir Devletin Çöküşü – Stratejik Derinlikten Bozguna (2016) Türkiye’nin dış politikasında yaşanan kırılmaları, stratejik hataları ve uluslararası yalnızlaşmayı ele alıyor. Beni Hatırlayınız – Cumhuriyet’in Sonbaharı (2016) Cumhuriyet’in kuruluş değerleri, karşılaştığı tehditler ve korunması gereken ilkeleri üzerine çarpıcı bir değerlendirme sunuyor. Çanakkale 1915 – Almanların Büyük Tuzağı (2017) Çanakkale Savaşı’nın bilinmeyen yönlerini, emperyal güçlerin planlarını ve Türk milletinin verdiği tarihi mücadeleyi ayrıntılarıyla anlatıyor. Kemalyeri (2018) Mustafa Kemal Atatürk’ün yaşamını, liderliğini, devrimlerini ve Türkiye’ye bıraktığı düşünsel mirası kapsamlı bir perspektifle ele alıyor. Cumhuriyet’i Anlatmak, Cumhuriyet’i Savunmaktır Kemer’de gerçekleştirilen bu buluşma, yalnızca bir seminer değil; kuşaklar arasında kurulan bir tarih köprüsü niteliği taşıdı. Dr. Naim Babüroğlu’nun anlatımıyla Cumhuriyet, geçmişte kalmış bir tarihsel olay olmaktan çıkarak bugüne ve geleceğe yön veren canlı bir değer olarak yeniden anlam kazandı.

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı Döneminden Kalan Tek Mezar ilgi ve tescil bekliyor Haber

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı Döneminden Kalan Tek Mezar ilgi ve tescil bekliyor

Kemer’de Sessiz Bir Tanık: Osmanlı’ya Ait Tek Mezar İlgi ve Tescil Bekliyor Antalya’nın Kemer ilçesi, antik çağlardan Osmanlı dönemine kadar uzanan zengin bir tarihsel geçmişe sahiptir. Ancak, bu tarihsel zenginliğe rağmen Osmanlı’ya ait somut kalıntılar neredeyse yok denecek kadar azdır. Kemer Belediyesi Kültür Evi Sorumlusu ve yerel tarihçi Ramazan Kar, bu eksiklikler arasında dikkat çekici bir keşif gerçekleştirdi: Kemer ilçe merkezi Kındılçeşme mevkiinde yer alan ve Osmanlı döneminden günümüze ulaşan tek mezar. Osmanlı Sivil Mezar Geleneğinin Nadir Bir Temsili Kındılçeşme’de tespit edilen bu mezar, Osmanlı sivil mezar taşı geleneğinin özel süsleme ve hat sanatını temsil eden nadir bir örnek olarak görülüyor. Mezar taşı üzerindeki yazılar, döneme ait estetik değerlerle işlenmiş olup, ölüm, kader ve fanilik üzerine derin bir düşünce dünyasını yansıtır. Ramazan Kar, taş üzerindeki Osmanlıca yazıyı çözdüklerini ifade etti. Yazı, bir mersiye (ağıt) formatında şu dizeleri içeriyor: “Ah minel mevt Ey sanan ömür büyük devlet Aç basiret gözün oku taşım Tıfl-ı nadan u pire bakmaz hiç Zillu çerha inanma ferda şem Genc idüm ben de gömdüler hake Deme gencim benim kardeşim Beşer takatım arayıp varıp Pister-i hake arkamı virdüm Senin (yazgına) kabrime başım Bir melek çıktı, yazdı tarihim Al başıma haşrola naşım Muhammed belidi muhtumi Haseni (Haşeni) 1316” Bu dizeler, mezar sahibinin genç yaşta vefat ettiğini ve mezar taşının üzerinde kendi dilinde bir vasiyet bıraktığını göstermektedir. 1316 (Hicri) tarihi, miladi olarak 1898-1899 yıllarına karşılık gelmektedir. Bu mezar, 19. yüzyıl sonlarında Kemer’in Osmanlı yerleşimine dair en somut kanıt olarak ön plandadır. Kemer’in Osmanlı Katmanı: Dönemin Sessiz Tanığı Antalya kıyı şeridinde sıkça rastlanan Likya, Bizans ve Selçuklu kalıntılarına karşın, Osmanlı dönemi sivil mimari ya da mezar örnekleri oldukça enderdir. Kemer’de ise bu dönem, yazılı belgelerde sınırlı bir şekilde ifade edilmekte; sahada ise neredeyse hiçbir iz bulunmamaktadır. Ramazan Kar’a göre, bu mezar, “Kemer’in Osmanlı döneminde de küçük bir kıyı yerleşimi olarak var olduğunu gösteren önemli bir arkeolojik ve epigrafik bulgu” niteliğindedir. Kındılçeşme mevkii, geçmişte tarımsal ve göçmen yerleşimi özelliği taşıyan küçük bir mahalle olarak biliniyor. Bu mezar, o dönemdeki yerleşik nüfusun dini, sosyal ve sanatsal yaşamına dair bilinen tek fiziksel belge özelliği taşımaktadır. Koruma ve Tescil Çağrısı Ramazan Kar, basına yaptığı açıklamada, taşın mevcut durumunun yıpranma ve zarar görme riski taşıdığını söyledi. Doğal erozyon ve yapısal bozulmalar nedeniyle mezar taşının korunması gerektiğine dikkat çeken Kar, “Bu tahribatın önüne geçilmeli, mezar taşı koruma altına alınarak restorasyonu yapılarak gelecek nesillere aktarılmalıdır.” diye ekledi. Bu hedefle Kemer Belediyesi Kültür Evi, Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na tescil başvurusu sürecini başlatıyor. Başvuru sonuçlandığında, mezar “Kültür varlığı” statüsü kazanarak yasal koruma altına alınmış olacak. Bir Mezar Taşının Kimlik Arayışı Osmanlı mezar taşları, sadece ölümün değil; kimliğin, ait olmanın ve kültürel hafızanın da sembolleridir. Bu mezar, Kemer’in tarih anlatısında eksik kalan bir parçayı tamamlıyor. Üzerindeki yazılar, dönemin dil ve inanç dünyasını günümüze taşımaktadır. Her ne kadar tek bir taş olsa da, Kemer’in Osmanlı döneminde varlığını kanıtlayan bir kimlik belgesi niteliğindedir. Bu yüzden, mezarın korunması, sadece arkeolojik bir gereklilik değil; aynı zamanda yerel tarih bilincinin güçlendirilmesi açısından da kilit bir adım sayılmaktadır. Sonuç: Sessiz Bir Taşın Anlattıkları Kemer, turizm ve sahilleriyle modern bir yüz sunarken, geçmişin sessiz tanıkları hala toprağın altında veya kenarında varlık göstermeye devam ediyor. Kındılçeşme’deki bu Osmanlı mezarı da bu sessiz tanıklardan biri. Ramazan Kar ve Kemer Belediyesi’nin bu girişimleri, yerel kültürel mirasın görünür hale getirilmesi ve tarihin devamlılığının korunması açısından örnek bir adım olarak değerlendiriliyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.