Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Türkiye

Yeni Kemer - Türkiye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Türkiye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI Haber

KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI

KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI Serenad’ın Peşinde: Hafızaya, Aşka ve Tarihe Açılan Bir Kapı** Kitap Pınarı okuma topluluğu, Aralık buluşmasında edebiyatın yalnızca sözcüklerden değil, aynı zamanda hafızadan, acıdan, yüzleşmeden ve insanın insanla kurduğu en kırılgan bağlardan oluştuğunu bir kez daha hatırlattı. Moderasyonu Ahsen Yıldız’ın üstlendiği toplantı; Cenap Murtezaoğlu, Belma Murtezaoğlu, Makbule Çapraz, Atilla Çalışkan, Rebia Baltacıoğlu, Özgül Küçük ve Neriman Zevkliler’in yorumlarıyla, adeta çok sesli bir edebiyat korosuna dönüştü. Topluluk Ruhunun Kutlaması Etkinlik, Kitap Pınarı buluşmalarının ikinci yılının kutlanmasıyla açıldı. Bu iki yıllık süreç, yalnızca okunan kitapların kronolojisi değil; aynı zamanda ortak bir yolculuğun, karşılıklı öğrenmenin ve edebiyat aracılığıyla kurulan bir topluluk kültürünün hikâyesi. Toplantının sembolik anlarından biri, Makbule Çapraz’ın el emeği hediyeleri oldu. Bir okuma topluluğunu “topluluk” yapan o ince bağları somutlaştıran bu jest, buluşmanın ruhuna adeta zarif bir imza attı. Serenad: Edebiyatın Hafızaya Düşürdüğü Bir Nota Zülfü Livaneli’nin Serenad romanı, bu ayın merkezine yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda bir hafıza yükü bıraktı. Açılış konuşmasında dile getirilen şu cümle, tartışmanın tonunu belirledi: “Bazı kitaplar, sadece bir hikâyeyi anlatmakla kalmaz; insanı zamanın derinliklerine, vicdanın en ücra köşelerine doğru sessizce yürütür.” Serenad, müziğin tınısını tarihin karanlık sayfalarıyla, bireysel bir aşkın kırılganlığıyla ve bilim insanı bir adamın sorumluluk duygusuyla birleştiren çok katmanlı bir roman. Livaneli’nin “Aşk kelimesi çok kirletildi” sözü, romanın alt metnindeki ahlaki ağırlığı daha da belirgin kılıyor. Okurların dikkat çektiği bir diğer nokta, romanın günümüz Türkiye’sine dair sosyolojik gözlem gücü. Modern yaşamın koşuşturması, bireyin yalnızlığı ve duygu dünyasının giderek daralan sınırları, romanın satır aralarında kendine yer buluyor. Struma Faciası: Sessizliğin, Bekleyişin ve Gecikmiş Yüzleşmenin Hikâyesi Toplantının en çarpıcı bölümü, romanın kalbinde yer alan Struma faciasının tarihsel boyutu üzerine yapılan değerlendirmelerdi. 769 mülteciyi taşıyan Struma gemisinin, 2. Dünya Savaşı koşullarında İstanbul açıklarında günlerce çaresizce bekleyişi; diplomatik kaygılar, savaş dengeleri ve uluslararası suskunluk arasında kaybolmuş insan hayatlarının trajedisini gözler önüne serdi. Yalnızca bir kişinin kurtulduğu bu olay, katılımcılar tarafından “tarihin en sessiz çığlıklarından biri” olarak nitelendirildi. Struma üzerinden yürütülen tartışmalar, romanın temel izleklerinden biri olan şu cümleyi güçlendirdi: “Siyasi dengeler değişir, ülkeler yön değiştirir; ama harcanan hep insandır.” Romanın bu trajediyi görünür kılması, katılımcıların ortak değerlendirmesiyle, Türkiye’nin yakın geçmişiyle kurduğu ilişkiye dair önemli bir yüzleşme alanı açıyor. Edebiyatın Birleştirici Dili Buluşmada farklı kuşaklardan okurların katkıları, Serenad üzerine yapılan tartışmayı derinleştirdi. Romanın zaman kurgusu, anlatı tekniği, karakterlerin sembolik anlamı ve Livaneli’nin müzikal üslubu üzerine yapılan değerlendirmeler, toplantıyı adeta küçük bir edebiyat seminerine dönüştürdü. Her bir okurun kendi yaşam deneyiminden getirdiği yorumlar; edebiyatın çoğulcu yapısını, bireysel okuma süreçlerinin nasıl ortak bir zeminde birleşebildiğini gösterdi. Yeni Yıl, Yeni Okuma: Ocak Ayının Kitabı Belirlendi Toplantının sonunda, Ocak ayında okunacak kitap olarak William Golding’in modern klasiklerinden Sineklerin Tanrısı seçildi. İnsan doğasının karanlık yüzüne ayna tutan bu eser, şimdiden yeni tartışmaların kapısını aralamış durumda. Edebiyatın İzinde Bir Yolculuk Daha… Kitap Pınarı’nın Aralık buluşması, edebiyatın hem bireysel iç yolculuklara hem de kolektif hafıza çalışmalarına nasıl kapı araladığını gösteren güçlü bir örnek olarak hafızalara kazındı. Topluluk üyeleri, bir sonraki buluşmada yeni bir kitap, yeni bir tartışma ve yeni bir ortak zihin alanı için yeniden buluşmak üzere salonu terk ettiler.

50 YAŞ ÜSTÜNDEKİLERİN TATİL TERCİHLERİ BELİRLENDİ Haber

50 YAŞ ÜSTÜNDEKİLERİN TATİL TERCİHLERİ BELİRLENDİ

50 YAŞ ÜSTÜNDEKİLERİN TATİL TERCİHLERİ BELİRLENDİ Olgun gezginler, tatil planlarını daha erken yapıyor, daha uzun süre kalıyor ve kalabalık sezondan kaçınıyor Almanya'nın önemli tatil portallarından HolidayCheck, 50 yaş üstü "Silver Traveller" diye adlandırılan gezginlerin tatil alışkanlıklarını inceledi. Sonuçlara göre, bu yaş grubu turizm pazarının en güçlü kesimlerinden biri olarak tüm rezervasyonların yüzde 36'sından fazlasını oluşturuyor. Erken planlama, uzun tatil 50 yaş üstü tatilciler tatillerini ortalama 116 gün önce planlamakta. Bu süre, 18-30 yaş arasındaki gençlerden yaklaşık dört hafta daha erken bir hazırlığı ifade ediyor. İlaveten, kısa kaçamaklar yerine uzun tatilleri tercih eden Silver Traveller'lar ortalama tatil süresi 10.1 gün olarak belirlenmiş. Bu, genç yaş grubuna göre yüzde 36 daha uzun bir konaklamaya denk geliyor. Paket turlar bu yaş grubunda oldukça rağbet görüyor. HolidayCheck verilerine göre tüm paket tur rezervasyonlarının yüzde 39'u Silver Traveller’lardan geliyor. Yoğun sezondan kaçınma, bilinçli seçimler Okul tatillerine bağlı kalmamanın sağladığı esneklikle birlikte, 50 yaş üstü gezginler tatillerini genellikle Eylül-Ekim aylarında düzenliyorlar. Yoğun dönem olan Temmuz-Ağustos aylarından ise kaçınıyorlar. Daha sakin dönemlerde seyahat etmeleri, turizm sektörü için sezon dengesi açısından kritik öneme sahip. Favori Destinasyonlar: Türkiye, İspanya ve Mısır Güneşli destinasyonlar bu yaş grubunun favorisi olmaya devam ediyor. En fazla tercih edilen ülkeler İspanya, Türkiye ve Mısır olarak sıralanıyor. Bölgesel farklar göze çarpıyor: Batı Almanya'da İspanya ön plana çıkarken, Doğu Almanya'da Türkiye birinci sırada yer alıyor. En popüler tatil bölgesi ise açık ara Türk Rivierası. 50 yaş üstü gezginlerin neredeyse beşte biri bu alanı tercih ediyor. Ardından Mallorca ve Hurghada-Safaga bölgesindeki Mısır sahilleri geliyor. Sektör İçin Fırsat Uzmanlara göre Silver Traveller'lar, turizmde sadakat, kaliteden anlama ve istikrar sağlayan değerli bir kitle. Daha uzun kalan, daha fazla harcama yapan ve hizmet kalitesine önem veren bu grubun, ilerleyen dönemde turizm stratejilerine özel olarak hedeflenmesi gerektiği vurgulanıyor.

OTELLER İÇİN YAĞMUR SUYU YENİ YÖNETMELİĞİ YOLDA Haber

OTELLER İÇİN YAĞMUR SUYU YENİ YÖNETMELİĞİ YOLDA

OTELLER İÇİN YAĞMUR SUYU YENİ YÖNETMELİĞİ YOLDA Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe koyacağı yeni yönetmelik, binalarda yağmur suyu kullanımını teşvik etmeye hazırlanıyor. Bu düzenleme, 200’den fazla yatak kapasitesine sahip konaklama tesislerinde yağmur ve gri su kullanımını mecburi hale getirerek, 1,5 yıl içerisinde milyonlarca metreküp su tasarrufu sağlamayı hedefliyor. Türkiye, su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer alıyor. Son dönemde yağış düzenlerinde görülen değişiklikler ve yeraltı su seviyelerinin hızla çekilmesi, birçok bölgede su kaynaklarının kritik düzeylere inmesine sebep oldu. Özellikle bu yaz Çeşme ve Bodrum gibi turistik bölgelerde yaşanan su kesintileri, su yönetiminde kalıcı çözümlerin gerekliliğini tekrar gözler önüne serdi. Doğru politika ve teknolojilerle bu tablonun değiştirilmesinin mümkün olduğunu belirten Ekomaxi Genel Müdür Yardımcısı Ömer Bera Yağız, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Resmî Gazete’de yayımladığı Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği’ne dikkat çekti: Yağmur suyunun yüzde 10 ila 15’lik kısmını geri kazanmak mümkün “Türkiye’ye yıllık ortalama 450 milyar m³ yağmur suyu düşmekte. Bunun ancak yaklaşık yüzde 36’sı kullanılabilir yüzey ve yeraltı su kaynaklarına ulaşabiliyor; kalan yüzde 64’lük bölüm ise buharlaşma, yüzey akışı ve drenaj yoluyla kaybediliyor. Ancak yaşam alanlarında kurulacak olan yağmur suyu depolama sistemleriyle bu kaybın yüzde 10 ile 15’i geri kazanılabiliyor; bu da yılda 45 ile 70 milyar m³ suyun yeniden kullanılabilir hale gelmesi anlamına geliyor.” Gri su arıtma sistemleriyle suyun yüzde 40’ı geri kazanılabilir Buna ek olarak, duş ve lavabolardan toplanan gri suların arıtılarak yeniden kullanılmasını sağlayan sistemler, su verimliliğine önemli katkı sağlıyor. Gri su arıtma sistemleri sayesinde suların yüzde 40’a kadar olan kısmını geri kazanmak mümkün. Bakanlığın hazırladığı yönetmelik de binalarda yağmur suyu ile gri su kullanımını teşvik ediyor. Yeni düzenleme, 1 Ocak 2026’dan sonra aktif olacak Resmi Gazete’de yer alan düzenleme, 1 Ocak 2026 itibarıyla hayata geçirilecek ve belirli büyüklükteki özel ve kamu binalarında yağmur suyu ile gri su sistemlerinin kurulmasını zorunlu kılacak. Yağmur suyu, bahçe sulamada ve tuvalet rezervuarlarında değerlendirilecek Bu çerçevede, filtre edilen yağmur suyunun bahçe sulama ve tuvalet rezervuarlarında kullanılması öngörülüyor. Yağmur suyu sistemleri, depo hacmi 7 metreküpü aşan ve parsel alanı 2 bin metrekareyi geçen, çatı alanı ise 1000 metrekareyi aşan yapılar ve kamu binalarında devreye girecek. Gri su arıtılarak tuvalet rezervuarlarında kullanılacak Duş, küvet ve lavabo sularından elde edilen gri su, 200’den fazla yatak kapasitesine sahip konaklama tesislerinde, inşaat alanı 10 bin metrekareyi aşan AVM’lerde ve inşaat alanı 30 bin metrekareyi aşan kamu binalarında zorunlu olacak. Gri su, arıtılarak tuvalet rezervuarlarında değerlendirilecek. Bu uygulama ile binalarda yıllık ortalama 4 milyon metreküp su tasarruf edilmesi planlanıyor. Yağmur suyu ve gri su sistemlerinin 1,5 yıl içinde ortalama 6,2 milyon metreküp su tasarrufu sağlayacağı öngörülüyor. “Suyun güvenli depolanması en az toplama kadar önemli” Ekomaxi olarak, bu dönüşüm sürecine sunduğumuz anahtar teslim sistem kurulum hizmetleriyle destek oluyor, iş ortaklarımızın yağmur suyu ve gri su uygulamalarını hızlı ve güvenli bir şekilde hayata geçirmelerini sağlıyoruz. Unutmamalıyız ki yağmur suyunun ve gri suyun güvenli biçimde depolanması en az toplanması kadar önemli. Cam elyaf takviyeli kompozit (GRP) malzeme ile ürettiğimiz modüler su depolama sistemlerimiz sayesinde sızıntı riski olmadan ve kaliteyi bozmadan suyu depoluyoruz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.