LİKYA YOLU: DÜNYANIN EN GÜZEL ROTALARINDA ZİRVEDE
LİKYA YOLU: DÜNYANIN EN GÜZEL ROTALARINDA ZİRVEDE
Tarihin ayak izleriyle doğanın nefesini aynı patikada buluşturan Likya Yolu, dünya yürüyüş literatürünün zirvesine yerleşti. İngiltere’nin köklü yaşam ve seyahat dergisi Time Out tarafından “Dünyanın En Güzel Yürüyüş Rotası” seçilen parkur, Türkiye’yi doğa, arkeoloji ve sürdürülebilir turizm alanlarında bir kez daha küresel ilgi odağı haline getirdi.
Muğla’nın Fethiye ilçesinden başlayıp Antalya’ya uzanan Likya Yolu, Akdeniz’in kıyı manzaralarıyla antik çağın görkemini aynı çizgide buluşturan eşsiz bir rota. Tam 540 kilometrelik bu uzun mesafe yürüyüş parkuru; kıvrımlı dağ patikaları, turkuaz deniz manzaraları, sedir ve çam ormanları eşliğinde yürüyüşçülere yalnızca bir parkur değil, bir zaman yolculuğu sunuyor.
Taşlara Kazınmış Bir Medeniyetin İzinde
Rota üzerinde sıralanan Xanthos, Patara, Olympos, Pydnai, Myra gibi antik kentler, Likya uygarlığının bir zamanlar bu topraklarda kurduğu özgür kent devletleri konfederasyonunun hatıralarını taşıyor. Kayaköy’ün hüzünlü sokakları, Faralya’nın sonsuz uçurumları, Kabak Koyu’nun saklı cenneti, Kelebekler Vadisi’nin vahşi narinliği ve Kaş’ın limanından gün batımına süzülen ışık, yürüyüş boyunca zamansız bir panoramaya dönüşüyor.
Time Out değerlendirmesinde rotayı;
“Her adımda tarih, her adımda deniz kokusu. Dünyada eşi zor bulunan bir keşif deneyimi…”
sözleriyle tanımlarken, parkurun doğal ritmiyle insan ruhu arasındaki bağa özellikle dikkat çekti.
En Güzel Mevsim: Sonbahar
Her yıl dünyanın dört bir yanından binlerce doğa ve kültür keşifçisi ağırlayan Likya Yolu için Eylül – Kasım dönemi en ideal zaman aralığı olarak öne çıkıyor. Ilıman hava, berrak gökyüzü ve yavaşlayan kalabalık, yürüyüşçülere hem konforlu hem de dingin bir deneyim sunuyor.
Turizm uzmanları, bu tür uluslararası başarıların sürdürülebilir turizme, yerel ekonomiye ve kültürel miras bilincine doğrudan katkı sağladığını vurguluyor. Bölgenin köylerinde gelişen pansiyonculuk, yerel rehberlik, butik üretim ve doğa dostu işletmeler; rotanın aynı zamanda bir kalkınma modeline dönüştüğünün de kanıtı.
Bir Yolun Ötesinde..
Likya Yolu artık sadece bir yürüyüş parkuru değil; Türkiye'nin kültürel derinliğini, Akdeniz’in coğrafi büyüsünü ve Anadolu’nun binlerce yıllık medeniyet hafızasını dünyaya anlatan yaşayan bir kültür koridoru.
Bu unvanla birlikte rota, yalnızca yürüyüş botlarının değil, dünyanın ilgisinin de yönünü yeniden Anadolu’ya çeviriyor.