Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BOLU FACİASININ BEDELİ, KÜÇÜK OTEL VE PANSİYONLARA ÖDETİLİYOR

Yazının Giriş Tarihi: 15.03.2025 21:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.03.2025 13:56

BOLU FACİASININ BEDELİ, KÜÇÜK OTEL VE PANSİYONLARA ÖDETİLİYOR

Sürecin en tartışılan tarafı arasında bakanlığın 2021’deki mevzuat değişikliği yapılması var. Değişiklikle, belediyelerin elindeki yetki bakanlığa alındı.

Bu konuda da çok ciddi ve yoğun iddianın odağında; Bakan Ersoy, 2021’de yani pandemi döneminde Bodrum Torba’da satın alıp yıktığı ve yeniden inşa ettiği otel projesi var.

Bakan Ersoy’un firması, yeni otel için eski itfaiye raporu üzerinden yeni tesise ruhsat almak için Muğla Büyükşehir Belediyesi’ne başvurdu.

Ancak belediye bu talebe uygun yanıt vermedi. Yeni itfaiye raporu alınması şartını ortaya koydu.

Ersoy’un firmasının sıkıntısı, bakanlığın o günlerdeki özel mevzuat değişimiyle aşıldı. Yetki, belediyelerden bakanlığa alındı ve Ersoy'un firması yeni itfaiye raporu almadan Bodrum Belediyesi’nden aldığı eski işletme ruhsatıyla tesisi faaliyete geçirdi.

Ersoy, Muğla Belediyesi’nden itfaiye raporu almadan kendi bakanlığından turizm işletme ruhsatı aldı.

Zira, 2021’deki genelgesiyle “işletme ruhsatı için ilgili belediyeden itfaiye raporu alınır” ifadesi Turizm Bakanlığı’nca çıkartılmıştı.

Bu şahsi hesaplaşma akabinde, Turizm bakanlığı yetkiyi, belediyelerden alıp bakanlığı yetkilendirme yönetmeliği çıkarıyor. Ardından gelen Bolu faciası ile işler tam bir yetki kargaşasına dönüşüyor. Bilindiği gibi faciayı kimse sahiplenmedi. Ancak şahsi hesaplaşma ile yapılan yetki devri içi boş ve fevri alınan bir karardı. Zira turizm bakanlığının kısa sürede binlerce otel, apart, pansiyonu kısa sürede denetleyebilecek bürokratik alt yapısı yoktu. Otellere gelen denetmenlerin kullandıkları ifade zaten şuydu “ biz binlerce işletmeyi denetleyecek sayıda değiliz bu işlemleri yapacak ne zaman nede sayımız var ” Bu yeni düzenlemeyi sürdürecek ne kalifiye eleman ne de bürokratik alt yapısı olmayan turizm bakanlığı kendisini tam bir kaosun içinde buldu.

Tüm bu yanlışların bedelini kim ödeyecekti. Hiç bir kurumun sahiplenmediği “ Bolu faciasınının “ günah keçisi “ kim olacaktı. Sonunda o da bulundu, bu günah keçisi ; Küçük otel,pansiyon ve apartlar oldu.

Devletin tüm kurumları, adeta güç gösterisi içinde küçük işletmelere yaptırımlara başladı. Kapatmalar, mühürlemeler ile küçük otellere yasal linç süreci başladı. Ülkenin her yerinde küçük otellere adeta baskınlar yaparak işletmeler sanki yüz kızartıcı suç işlemişler gibi davranıldı. Yok şu eksik, yok efendim şu eksik, argümanıyla adeta küçük oteller günah keçisine dönüştürüldü. Turizm bakanlığı ve diğer kurumlar kendi eksiklik, kurumlar arası koordinasyon eksikliklerini küçük oteller ödeterek Bolu faciasının bedelini hiç hak etmedikleri halde küçük turizm işletmelerine ödetiyor.

Kemer özelinde tüm küçük otel, pansiyon ve apartlar diken üstünde. Neredeyse nisan ayı gelmiş kimse yarın sabah neye uyanacağını bilmiyor. Her gün yeni bir uygulama, farklı talepler ve hiç insiyatifi olmayan kurum memurları ile turizm camiası tam bir kaos yaşıyor.Konuştuğum eski turizmcilerin ilginç bir saptaması oldu. İfadesi şöyle ; Her gün değişen talep ve isteklerin sonu bitmiyor ve yarın neye uyanacağımızı bilemiyoruz. Böylesi kaotik ortamı ne Körfez krizinde ne depremde ne de pandemi de yaşamadık. Nisan ayı gelmesine rağmen sezona dair hiçbir adım atamıyoruz. Kurumların biri gidiyor biri geliyor. Otelimizi açıp açamayacağımızdan emin değiliz.

Küçük otel sahiplerinin yakınmaları özellikle şu hususlarda toplanıyor:

- Hiç bir otelci gerekli belgeleri almayayım demiyor ama dayatılan mevzuat ve süreler gerçek dışı.

- Küçük otellerin suçlu ve yasa dışı gibi gösterilmesi çok adaletsiz.

- Devlet kurumlarının vatandaşına karşı dayatmacı değil yapıcı bir yaklaşım ortaya koyması gerekiyor.

"İşin en adaletsiz yönü ise, küçük otel ve işletmelerin günah keçisi olarak gösterildiği bir tablonun ortaya çıkması olmuştur. Hiç bir işletme, belgesiz olmaktan, gerekli evrakları tamamlamamaktan mutlu olamaz. " diyen küçük otel sahipleri, turizmde yaşanılan kronikleşmiş meselelerin zamana ihtiyacı olduğunu ifade ediyorlar. Turizm Bakanlığı'nın bu konuda hazırlıksız olduğunu söylüyorlar. Bakanlığın sık sık yaptığı yönetmelik değişiklikleri ile çoğu zaman işletmecilerde mağduriyet yarattığına işaret ederek "Buna en basit örnek, yeni ruhsat alanlara verilen süre bir yıl iken sonradan üç ay olarak değiştirilmesi karışıklıklara yol açmıştır."

Sonuç olarak küçük oteller, sezonun nerdeyse başladığı şu günlerde bir an önce çözüm bekliyor.

Küçük otellerin yıllardır biriken ve çözülemeyen sorunları devam ederken, üstüne birde son yaşananlar eklenince küçük oteller ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldı. Kemer’de her yıl artan şekilde lojmana dönüşen küçük oteller bu gidişle bitme noktasına gelecek.

Bu şekilde devam ederse, Kemer’in orta yerinde küçük butik otellerin yerini balkonlarında don-gömleklerin-fanilalar asıldığı lojmanlar alacak. Bu şekilde de Turizm bakanlığı da “ Sürdürülebilir turizm” hedefine ulaşmış olacak.

Küçük otellerin sahipsizliğine bir örnek te, son açıklanan yabancı personel düzenlemesini gösterebiliriz. Yasada çalışan sayısı 10’dan başlıyor, dolayısı ile 2-3 personel çalıştıran küçük oteller bu yönetmeliğin dışında kalmış. Küçük otel ve işletmeler yine yok sayılmış.

Turizmin kılcal damarları, küçük oteller büyük sıkıntılar içinde. Bir an an önce tedavi edilmeli zira kapanan kılcal damarların tekrar işlevini kazanması nerdeyse imkansız.

Niyetiniz küçük otelleri, büyük otellerin lojmanları haline getirmek istiyorsanız onu da başarmak üzeresiniz, az kaldı.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.