“Campus to Kemer” vizyonu, dört mevsim yaşayan bir turizm modelinin kapısını aralayabilir
Kemer denince herkesin aklına maviyle yeşilin kucaklaştığı o büyüleyici yaz manzaraları gelir.
Turist kalabalıkları, sahillerde yankılanan müzikler, dolu oteller, cıvıl cıvıl sokaklar...
Ama yaz mevsimi biter bitmez, o canlı atmosferin yerini sessizlik, kapalı kepenkler ve boş sokaklar alır.
Oysa bu sessizlik, doğru değerlendirildiğinde bir fırsata dönüşebilir.
Üniversite, Kültür ve Turizmin Yeni Üçgeni
Kemer’in kaderini değiştirecek potansiyel aslında hemen yanı başımızda: 100 bin öğrencisiyle Akdeniz Üniversitesi ve sadece 25-30 dakikalık mesafe.
Bu genç, dinamik, üretken ve keşfetmeye açık kitle; Kemer’in yalnızca yaz aylarında değil, kış aylarında da yaşayan bir kent olmasının anahtarı olabilir.
Geçmişte KEMİAD bu konuda adımlar atmıştı, fakat pandemi araya girdi. Şimdi, o vizyonu yeniden gündeme alma zamanı.
Antalya merkezindeki öğrencilerin önemli bir kısmı, hafta sonlarını değerlendirmek, müzik dinlemek, doğada yürüyüş yapmak veya denizle baş başa kalmak için yeni rotalar arıyor.
Kemer, bu ihtiyacı karşılayacak kadar yakın, ekonomik ve doğal güzelliklerle çevrili bir yer.
Ama onlara seslenen, onları davet eden bir model bugüne kadar oluşturulmadı.
“Campus to Kemer”: Gençlik Rotası
Neden Kemer, “Campus to Kemer” adlı bir gençlik rotası başlatmasın?
Neden her kış “Kemer Sound Campus” adıyla müzikli, sanatsal, kültürel etkinlikler düzenlenmesin?
Olympos’un, Phaselis’in, Hydros’un tarihi dokusu müzikle, tiyatroyla, şiirle buluşsa — bundan daha etkileyici bir kış senaryosu olabilir mi?
Kemer’de Kış Başka Olabilir
Küçük otellerin kışın kapalı kalması, esnafın müşteri bulamaması kader değil, plan eksikliğinin sonucudur.
Oysa birkaç adımla tablo değişebilir:
Kış konserleri, kültür atölyeleri, film günleri
“Öğrenci dostu oteller” konseptiyle düşük maliyetli konaklama
Üniversite kulüplerinin doğa, sanat, gönüllülük etkinliklerine ev sahipliği
“Study & Sea” haftasonu programlarıyla şehirden denize kaçış turları
Tüm bunlar yalnızca gençleri değil, Kemer esnafını, otel işletmecilerini, sanatçıları da kazandırır.
Bir tek kış sezonunda bile küçük işletmeler için ciddi gelir artışı sağlanabilir.
Çünkü gençlik sadece “tatilci” değil; üreten, paylaşan, tanıtan bir güçtür.
Yeni Kemer, Yeni Hikâyeler
Kemer’i yalnızca güneşin, denizin ve otellerin şehri olarak görmek artık yetmiyor.
Yeni Kemer, doğasıyla olduğu kadar müziğiyle, sanatıyla, gençliğiyle var olmalı.
Çünkü turizm artık sadece güneşin altında değil; bir fikirle, bir kültürle, bir sesle büyüyor.
Belki de Kemer’in geleceği,
bir amfi tiyatroda gitar çalan bir öğrencinin sesiyle,
ya da Phaselis’in sessiz taşları arasında yankılanan bir şiirle başlayacak.
Son Söz..
Bugün Kemer’in en büyük ihtiyacı yeni oteller değil, yeni hikâyeler.
Kemer’in kışı artık sessiz değil; gençlikle, müzikle, kültürle ısınan bir mevsim olmalı.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Ali Nail KILIÇ
Kemer artık kışları sessizliğe bürünmesin
Kemer artık kışları sessizliğe bürünmesin
“Campus to Kemer” vizyonu, dört mevsim yaşayan bir turizm modelinin kapısını aralayabilir
Kemer denince herkesin aklına maviyle yeşilin kucaklaştığı o büyüleyici yaz manzaraları gelir.
Turist kalabalıkları, sahillerde yankılanan müzikler, dolu oteller, cıvıl cıvıl sokaklar...
Ama yaz mevsimi biter bitmez, o canlı atmosferin yerini sessizlik, kapalı kepenkler ve boş sokaklar alır.
Oysa bu sessizlik, doğru değerlendirildiğinde bir fırsata dönüşebilir.
Üniversite, Kültür ve Turizmin Yeni Üçgeni
Kemer’in kaderini değiştirecek potansiyel aslında hemen yanı başımızda:
100 bin öğrencisiyle Akdeniz Üniversitesi ve sadece 25-30 dakikalık mesafe.
Bu genç, dinamik, üretken ve keşfetmeye açık kitle; Kemer’in yalnızca yaz aylarında değil, kış aylarında da yaşayan bir kent olmasının anahtarı olabilir.
Geçmişte KEMİAD bu konuda adımlar atmıştı, fakat pandemi araya girdi. Şimdi, o vizyonu yeniden gündeme alma zamanı.
Antalya merkezindeki öğrencilerin önemli bir kısmı, hafta sonlarını değerlendirmek, müzik dinlemek, doğada yürüyüş yapmak veya denizle baş başa kalmak için yeni rotalar arıyor.
Kemer, bu ihtiyacı karşılayacak kadar yakın, ekonomik ve doğal güzelliklerle çevrili bir yer.
Ama onlara seslenen, onları davet eden bir model bugüne kadar oluşturulmadı.
“Campus to Kemer”: Gençlik Rotası
Neden Kemer, “Campus to Kemer” adlı bir gençlik rotası başlatmasın?
Neden her kış “Kemer Sound Campus” adıyla müzikli, sanatsal, kültürel etkinlikler düzenlenmesin?
Olympos’un, Phaselis’in, Hydros’un tarihi dokusu müzikle, tiyatroyla, şiirle buluşsa — bundan daha etkileyici bir kış senaryosu olabilir mi?
Kemer’de Kış Başka Olabilir
Küçük otellerin kışın kapalı kalması, esnafın müşteri bulamaması kader değil, plan eksikliğinin sonucudur.
Oysa birkaç adımla tablo değişebilir:
Kış konserleri, kültür atölyeleri, film günleri
“Öğrenci dostu oteller” konseptiyle düşük maliyetli konaklama
Üniversite kulüplerinin doğa, sanat, gönüllülük etkinliklerine ev sahipliği
“Study & Sea” haftasonu programlarıyla şehirden denize kaçış turları
Tüm bunlar yalnızca gençleri değil, Kemer esnafını, otel işletmecilerini, sanatçıları da kazandırır.
Bir tek kış sezonunda bile küçük işletmeler için ciddi gelir artışı sağlanabilir.
Çünkü gençlik sadece “tatilci” değil; üreten, paylaşan, tanıtan bir güçtür.
Yeni Kemer, Yeni Hikâyeler
Kemer’i yalnızca güneşin, denizin ve otellerin şehri olarak görmek artık yetmiyor.
Yeni Kemer, doğasıyla olduğu kadar müziğiyle, sanatıyla, gençliğiyle var olmalı.
Çünkü turizm artık sadece güneşin altında değil; bir fikirle, bir kültürle, bir sesle büyüyor.
Belki de Kemer’in geleceği,
bir amfi tiyatroda gitar çalan bir öğrencinin sesiyle,
ya da Phaselis’in sessiz taşları arasında yankılanan bir şiirle başlayacak.
Son Söz..
Bugün Kemer’in en büyük ihtiyacı yeni oteller değil, yeni hikâyeler.
Kemer’in kışı artık sessiz değil; gençlikle, müzikle, kültürle ısınan bir mevsim olmalı.