Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

BİR KENT KÜLTÜRÜ ; OLİMPİYATLAR

Yazının Giriş Tarihi: 10.08.2024 16:26
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.08.2024 16:26


Araştırmacı ve edebiyatçı Prof. Dr. Suut Kemal Yetkin’in yıllar
önce okuduğum şu sözüne, saygı duyarak, düşünmemde rol
vermişimdir. Yaşamın olgunluk düzeyi olan ESTETİK, İBDA
yani Yaratıcılık’tır.
Toplumsal gelişim kentleşme boyutuna ulaştıkça, günlük
yaşam, sosyal ilişkiler ve dinsel taleplerle, organize tören,
sohbet, yarışma gibi farklılık, fark edilme, üstünlük ve de
rekabet hazzı ile bir araya gelerek, kurallı olgular yarattılar.
Bugün yaşadığımız Olimpiyat günleri,3 bin yıl öncesi ana
ilkeleri yerleşmiş bir insan güç sınama ve onurlandırma
modelidir

Yunan kent devletleri MÖ 14 yy dan başlayarak Ege merkezli
bugünkü Yunanistan ve Girit’te başlayan, Karadeniz, Batı
Anadolu ve İtalya kıyılarına kadar süren kolonizasyon sonucu,
kültür ve yaşam modeli oluşturdular. Yazı kültürü ve ticaretin
yüksek getirileri, zamanla hem edebiyat hem mimarlık hem de
düşünce ürünleri verdi.

Bir görüşe göre MÖ 9 yy da Elis kralı İfitos, halkın bir savaşın
içine düşmemesi için kahin Pythia’dan yardım ister. O da
tanrılar onuruna oyunlar düzenlemesini ve tanrıların
memnuniyetini kazanmasını önerir. Ayrıca Mitolojik kahraman
Herakles Olimpos dağında böyle bir yarışa katılır ve kazanınca
artık yarışlar Olimpos dağında yapılmaya başlanır.
Olimpos dağı kutsal bir yerdir ve buraya Olimpiyatlardaki ruhani
törenler için heykeltıraşlık mesleğinin ilk kurucularından olan
Phidias, 12 Mt boyunda altın ve fildişinden tanrı Zeus heykeli
yapar. Olimpiyat oyunları dört yılda bir yapılır ve 2 gününde
dinsel törenler ve toplam 5 gün sürerdi. Bu dönemde
Panhellenik dünyanın her köşesinden yarışmacılar gelir ve
kayıtlara göre geçici bir barış dönemi olmaktadır.


Yarışmaların yapıldığı yere Stadion (ayak yarışı) denir ve
ölçüsü Herakles’in adımıdır. Bu nedenle bugün Stadyum diye
tanımladığımız koşu pisti 190 Mt olarak kabul ediliyordu.
Olimpiyatı yapan kent büyük saygınlık kazanıyordu. Oyunlara
Yunanca konuşan özgür kişiler katılabiliyor, Boks, güreş, kariot
(iki kişilik araba)uzun atlama, disk atma ve cirit atma gibi
oyunlar yapılıyordu..

Yarışlara yalnız erkekler katılır ve çıplak yarışırlardı. Amaç her
türlü hava koşuluna dayanıklılığı göstermektir. Vücutlar
zeytinyağı ile ovulurdu. Erkeklerin cinsel organına önlem olarak
kinodesmi adı verilen bir bağla koruma sağlanırdı. Kadınlar,
Olimpiyatlara, daha sonra binicilik dalında katıldılar.
İlk olimpiyat genel kabule göre MÖ 776 yılında Olimpiya
kentinde yapılmış ve son olimpiyat ise Bizans döneminde MS
393 yılında yapılmıştır. Helen kültüründe Olimpiyat tarihleri,
İsa’nın doğumu nasıl sonradan tarihe mesnet oldu ise, benzer
durum Yunan tarih belirleme yazımında da uygulanmıştır.

Zamanla yeni oluşup, yerleşen Hristiyan kilisesi Olimpiyatın bir
ilahi yakarma töreni olmasını kabullenmeyerek MS 396 da
oyunlara son vermiştir. Bu olay, Hristiyanlıkla başlayan Antik
çağın ileri ve insan özgürlüğüne dayanan yaşam
koşullarının giderek yok edilmesine ve yerine dinsel otorite
merkezli yaşamın geçmesine neden olmuştur.
Olimpiyat ruhu bir oyun değildir, insan yetenek ve ahlakı ile
sanki tanrısal güçlerin yarıştırılma bilgeliğinin fiziksel
görünümüdür. Özünde Prometheus’ün ezici, baskıcı tanrısal
güce direnme arzu ve iradesidir.


Hristiyanlığın, insanı ikincil gören Biat kültü, özgür ortam
dünyasının yaşadığı tiyatro, agora, stadyum, hamamı
yasakladığı durumda Olimpiyatı sonlandırmasına şaşmamak
gerekir. İslamiyet’in anlayışı bunu karşılayacak durumda hiç
olamamıştır.

Tarih nehrinin her zaman tazelenen suları, insan gerçeğinin
derinlere gömülen becerilerini hep su yüzüne taşıyıp daha yeni
ve daha olgun koşullarda günlük yaşamımıza yerleştirmiştir.
Aziz okuyucum, gelin sandalımızı Olimpiyat dünyasının ana
karasının majör kenti Atina’ya yanaştıralım. Yıl 1896 yer Atina
ve 14 ülkeden 241 sporcu toplanırlar. Fransız asıllı Baron Pierre
de Coubertin ve Olimpiyat komitesi tam 1500 yıl sonra
Olimpiyat meşalesini tekrar göndere çekip insanlığın bu güzel
mirasını tek ırk boyutundan çıkarıp uluslararası bir spor rekabet
olayı olarak sürdürülmesini sağlarlar.
Evet!! hoş geldin Olimpiyat ruhu.

Olimpiyat simgesi iç içe beş kıtayı simgeleştiren halkalardır.
Mavi Avrupa, sarı Asya, siyah Afrika yeşil Avustralya kırmızı ise
Amerika’yı temsil eder.
Türkiye’miz Olimpiyata ilk defa Cumhuriyetle beraber
girebilmiştir.1924 yılında Paris’te yani yüz yıl önce yapılan
olimpiyata o günün dar olanaklarına karşın 40 sporcu
gönderilmiştir. Bu yeni kurulan bir ülkenin, Atatürk öngörüsü
ile spora verilen önemin hem ulusal hem uluslararası
ortamda bir prestij durumudur.
1896 dan günümüze savaşlar nedeni ile oyunlar üç kez
düzenlenememiştir. Buna karşılık Olimpiyat, Yaz ve Kış olarak
da daha geniş bir süreçte var olmaya başlamıştır.


Yaşadığımız dünyanın sorunları ağırdır, ama insanlar tarihin
derslerini hep anımsayarak yeni dayanışma ve barış anlayışı
içinde, insani rekabet ortamı sağlayan düzenler yaratmaktadır.
Yazımızın başlangıcında Estetik YARATMADIR olarak giriş
yapmamız, insanın koşullar ne olursa olsun, fırsat bulduğunda o
kutsal sabrı ile güzellik, sevecenlik, yenilikleri tekrar
oluşturabildiğinin özünde kendi dünü gibi gününü ve geleceğini
de oluşturduğunu izleyebiliriz.

Magnum miraculum est Homo (İnsan büyük bir mucizedir)
Bu bir Olimpiyat Ruhudur ve yarışan bir Siyahinin Beyaz
adamla yarış sonucunda birbirlerine sarılıp gülüp
ağlamaları,1,5 milyarlık Çin’in yarışmacısının 10 bin nüfuslu
Trinidada yenilince tebrik etmesi bir kısmı Burka altında
ezilen kadınların özgür temsilcilerinin güzelliği ve azmi
kürsüdeki görüntüsü bize ne çok şey ifade etmektedir.
Gelin ,Laik düşüncenin, dünyanın bütün insanları için artık
dinlerden de öte bir ortak anlayış olduğunu ve buna saygıyı bir
Olimpiyat ruhu olarak görüp gereksiz ve insanı ve doğayı tahrip
eden haksız rekabetlerden vaz geçip güzellikleri, sevgi ve
saygının terennümlerini her ortamda biraz ihtiras ve
bencilliğimizden feragat ederek yaşayabilme iradesini
gösterelim.

Çok şey istedimse af ola!!!

Sevgi ile kalın

M.Cenap Murtezaoğlu 09.08.2024

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.