Geçen hafta yayınladığım Laiklik ve Halifelik yazısı içeriğinde, Laik
anlayışta, düşünce ve davranışlar olarak, yaşamın her alanında
karşılıklı saygının temel kriter olması gerektiğini vurgulamıştım.
Cumhuriyetimiz, Laik esaslı bir kamu ve özel yaşamı düzenler.Diğer
taraftan Dinsel yapının Biat esaslı bağlayıcı özneleri, Şeriat adı
altında toplanmıştır .Özellikle kamusal alandaki en önemli çerçeveyi
kadın erkek ilişkilerinin durumu belirler.Şer’i kabul burada kalın
çizgiler koymuş ki günümüz Türkiyesi’nin kabul ettiği medeni
kanundan çok farklı ve insan ayrımcılığı ve özgürlük kısıtlaması
taşır.
Belki Hoppala diyeceksiniz ama;son yıllarda artan bir şekilde özel
yaşama müdahele var ve bu giderek şeriat övgüsüne gidecek kadar
Anayasaya uyacağına yemin etmiş kişilerce de söyleniyor.
Burada durup bir foto çekelim.Ülkenin Çanakkaleden Samandağa
kadar yüzlerce kmlik sahil şeridinde turizm yatırımı adı altında son
50 yıldır sayısız yer inşa edildi milyonlara iş sahası açıldı ve de
buna bağlı lojistik sektörlerin sayısı inanılmaz rakkamlarda.Ayrıca
bu sahilin arka bahçesi ege iç Anadolu doğununda rekreasyon
olanaklarını sayarsanız sayı katlanır.İstanbulu saymadım bile.
Turizm nedir ?Günlük rutininden bıkıp,en basitinden tebdili
mekanda ferahlık var deriz.İnsan aklı sonsuz çözümler üretir ve
Turizm sayesinde hem istihdam hem de insanların toplumsal
ilişkileri tarihte görülmemiş bir boyuta ulaşmıştır.
Bu topraklarda yerli yabancı misafirlerinize ve o misafirleri bekleyen
sektörde çalışan milyonlarca insanın ekmeği ile Şeriat mantığı nasıl
uyum sağlayacaktır.Ülkenin dış satımdan sonra en büyük geliri
turızim olup,sakallı,cübbeli ve rahatsızlık veren zorlamalarla bu
insanları şoka sokarsanız,onları rakipleriniz olan
Yunanistan,Hırvatistan,İspanya,Fas,Tunus ve Mısıra kaçırtırsınız.
Turizm bakanı Mehmet Ersoy bey bunun farkında değil mi?
Biz muhafazakar bir toplumuz ama zamanla yeni olanaklara
kolayca da uyum sağlayabiliyoruz.Buna yaşadığım bir örnek verip
kıyaslama yapacağım.1968 yılı idi gençtik,yolumuz Side ye
düştü,harabeler,eski köy evleri ve sahil kumsal ve de çardak altında
köy kahvesi var.Biz üç arkadaş yorgunluktan oturup çay içelim
dedik.Biraz sonra biz yaşlarda genç bir adam kot pantolonu diz
kapağında olarak kahvenin önünden geçiyordu.Üç Sideli fırlayıp
çocuğa bağırmaya başladılar “ ayıp değil mi böyle pantolonla
dolaşmak “diye,aradan 50 yıl geçti gerisini takdir edersiniz
Şimdi,Siz ,ey tarikat,din,parti ,siyaset uğruna sözün nereye
varacağını düşünmeden konuşanlar !!!
Türkiyemizin geldiği,ulaştığı milyonların emeği olan bu
düzenleri,hangi hesaba dayanarak bozmaya çalışıyorsunuz.
21 yy da din artık bir tapınak,inanç ritüeli olarak modern toplumların
kompleks yaşamında yer bulmaktadır.Dinsel yöntemlerin ötesinde,
toplumlar medeniyetin yeni haklar ve saygıya dayanan,aşırılıkları
hukuk içinde durduran düzenler kurmuşlar ve insana dönük
kalkınma ve rekabet ortamları yaratmışlardır.
Özetle,yazımın başlığındaki simgeler olan haşemanın da bikinnin
de aynı düzeyde birlikte ve saygın yaşama hakları vardır ve Türkiye
cumhuriyetinin Laik hukuk düzeni bunu sağlıyacak güçtedir.
Sevgi ile kalın
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Cenap Murtezaoğlu
ŞERİATIN HAŞEMASI,TURİZMİN BİKİNİSİ.
Geçen hafta yayınladığım Laiklik ve Halifelik yazısı içeriğinde, Laik
anlayışta, düşünce ve davranışlar olarak, yaşamın her alanında
karşılıklı saygının temel kriter olması gerektiğini vurgulamıştım.
Cumhuriyetimiz, Laik esaslı bir kamu ve özel yaşamı düzenler.Diğer
taraftan Dinsel yapının Biat esaslı bağlayıcı özneleri, Şeriat adı
altında toplanmıştır .Özellikle kamusal alandaki en önemli çerçeveyi
kadın erkek ilişkilerinin durumu belirler.Şer’i kabul burada kalın
çizgiler koymuş ki günümüz Türkiyesi’nin kabul ettiği medeni
kanundan çok farklı ve insan ayrımcılığı ve özgürlük kısıtlaması
taşır.
Belki Hoppala diyeceksiniz ama;son yıllarda artan bir şekilde özel
yaşama müdahele var ve bu giderek şeriat övgüsüne gidecek kadar
Anayasaya uyacağına yemin etmiş kişilerce de söyleniyor.
Burada durup bir foto çekelim.Ülkenin Çanakkaleden Samandağa
kadar yüzlerce kmlik sahil şeridinde turizm yatırımı adı altında son
50 yıldır sayısız yer inşa edildi milyonlara iş sahası açıldı ve de
buna bağlı lojistik sektörlerin sayısı inanılmaz rakkamlarda.Ayrıca
bu sahilin arka bahçesi ege iç Anadolu doğununda rekreasyon
olanaklarını sayarsanız sayı katlanır.İstanbulu saymadım bile.
Turizm nedir ?Günlük rutininden bıkıp,en basitinden tebdili
mekanda ferahlık var deriz.İnsan aklı sonsuz çözümler üretir ve
Turizm sayesinde hem istihdam hem de insanların toplumsal
ilişkileri tarihte görülmemiş bir boyuta ulaşmıştır.
Bu topraklarda yerli yabancı misafirlerinize ve o misafirleri bekleyen
sektörde çalışan milyonlarca insanın ekmeği ile Şeriat mantığı nasıl
uyum sağlayacaktır.Ülkenin dış satımdan sonra en büyük geliri
turızim olup,sakallı,cübbeli ve rahatsızlık veren zorlamalarla bu
insanları şoka sokarsanız,onları rakipleriniz olan
Yunanistan,Hırvatistan,İspanya,Fas,Tunus ve Mısıra kaçırtırsınız.
Turizm bakanı Mehmet Ersoy bey bunun farkında değil mi?
Biz muhafazakar bir toplumuz ama zamanla yeni olanaklara
kolayca da uyum sağlayabiliyoruz.Buna yaşadığım bir örnek verip
kıyaslama yapacağım.1968 yılı idi gençtik,yolumuz Side ye
düştü,harabeler,eski köy evleri ve sahil kumsal ve de çardak altında
köy kahvesi var.Biz üç arkadaş yorgunluktan oturup çay içelim
dedik.Biraz sonra biz yaşlarda genç bir adam kot pantolonu diz
kapağında olarak kahvenin önünden geçiyordu.Üç Sideli fırlayıp
çocuğa bağırmaya başladılar “ ayıp değil mi böyle pantolonla
dolaşmak “diye,aradan 50 yıl geçti gerisini takdir edersiniz
Şimdi,Siz ,ey tarikat,din,parti ,siyaset uğruna sözün nereye
varacağını düşünmeden konuşanlar !!!
Türkiyemizin geldiği,ulaştığı milyonların emeği olan bu
düzenleri,hangi hesaba dayanarak bozmaya çalışıyorsunuz.
21 yy da din artık bir tapınak,inanç ritüeli olarak modern toplumların
kompleks yaşamında yer bulmaktadır.Dinsel yöntemlerin ötesinde,
toplumlar medeniyetin yeni haklar ve saygıya dayanan,aşırılıkları
hukuk içinde durduran düzenler kurmuşlar ve insana dönük
kalkınma ve rekabet ortamları yaratmışlardır.
Özetle,yazımın başlığındaki simgeler olan haşemanın da bikinnin
de aynı düzeyde birlikte ve saygın yaşama hakları vardır ve Türkiye
cumhuriyetinin Laik hukuk düzeni bunu sağlıyacak güçtedir.
Sevgi ile kalın