Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

YÖNETSEL DİYALEKTİK; PAZU GÜCÜ,İKNA GÜCÜ

Yazının Giriş Tarihi: 14.04.2024 15:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.04.2024 15:36

Yönetsel Diyalektik; Pazu gücü,İkna gücü

Arkeolojinin ve de tarih biliminin bize yansıttığı bir yönetsel diyalektik
süreci vardır.Kaba çizgi ile bu süreç iki başlıkta toplanabilir.
Pazu gücü yönetimlerinin oluşum ve işlemesi !!!!
İkna gücü yönetimlerinin oluşum ve işlemesi !!!!
Tarih nehrinde kayığımızla gezip bunları izleyelim.

Pazu gücü,insanların, yaşamı sürdürebilmek beslenmek,barınmak,
düzen kurmak,korunmak için yararlandığı doğal bir kaynaktır..Tarih bize
göstermiştir ki Pazu gücü 5 bin yıl önce hangi amaçla kullanılmışsa
günümüzde de yalnızca teknik donanım farkı ile aynı yöntemleri
içermektedir.Pazu gücü,ilk önce farkındalık gösteren kişilerin, olaylarda
ortaya çıkarak diğer kişilere güven vermesi ile sonuç alır ve bu iktidarın
oluşumu olup,içeriğinde güven sorunsalının esnekliğini taşır.Bir kabile
şefi Pazu yöntemi ile iktidara nasıl geliyorsa bir kral ,imparator,halife aynı
yöntemle yani korku ve güven algoritmalarının tanımları ile iktidar olur.

Burada, bireysel ve toplumsal teslimiyette esas ölçü Pazu gücüne
kabul gösterilme,biat edilme nedeni,ayrımcı,hesap verilme kaygusu
olmadan mutlak başarı ile sürekli nemalanmayı sağlama
isteğidir.Pazu gücünün verdiği Korku ile beslenen bu çaresizlikten
doğan isteksiz güven ,sonuçta, gücün değerleri tahrip etmesi ile
doğmaya başlayan temel yaşamsal koşulları zorlamaya başlaması ile
Pazu gücü, ya yeni bir Pazu gücü ile yer değiştirir ya da yaşanan
deneyimlerle yeni bir anlayış hakim olur,bu İkna gücüdür.

Pazu ve İkna kavramları güçler,erkler oluşumunda tarihin bitmeyen ve
bitmeyecek bir olgusudur.Pazu gücü bir ilkel oluşum yöntemidir ama
toplumlar,bunun getirdiği eksi sonuçların artılardan kat be kat fazla
olduğunu acı deneyimler yaşayarak öğrenip arayışa girmişlerdir.
Tarih nehrimizin bu arayışlarla ilgili limanları vardır ama ne yazık ki
global açıdan bunlar çok ender oluşumlar olmakla beraber yakın
tarihimiz Pazu erkine el sallayıp yerine İkna gücüne hoş geldin demiştir.
Yazılı tarih halkla birlikte güçleri paylaşarak oluşturulan yönetimlerin
geçici başarılı örneklerini Sümer kent devletlerinde vermiştir.Fakat bu
erken uygulama (Mö 2 binli yıllar) ve süreci besleyecek gerek ekonomik
kurumsallaşma gerekse felsefi ortamın yetersizliği İkna oluşumunu
yaşatamamış yerini yine Pazu gücüne bırakmıştır.


Buna karşın 9/8.yydan başlayarak bugünkü Yunanistan coğrafyasında
yaşayan Miken,Pelasg,Kiklad,Aka ve Dor medeniyetleri ve de günümüz
Batı Anadolusunda yaşayan Luviler,Hititler ve de devamında Yunan
ortamından gelen göçlerle oluşan İyon,Karya,Likya,Pamphilya gibi
medeniyetlerin giderek kolonizasyon kanalı ile ticareti
kurumsallaştırmaları,kent devleti ile yerleşik ortamalar oluşturmaları ile
günlük yaşamı yönetecek hukuk normlarını koyma gerekliliği yeni bir
yönetim erkine geçişe yol açmıştır.Tarih,buna, halk idaresi Demokrasi
diyor yani bizim tarih nehrinin İkna gücü modeli.
Bizim rotayı bir İkna limanına yanaştıralım.MÖ 7 yy dayız Atinada ve
Agora da bağıran Pazusuna güvenen Psistratos adlı bir Tiran
vardır.Atina tarihi,Otoritenin zaman içinde bir yozlaşma ve baskı ve de
insanlığın gelişimine ters düşen bir oluşum yarattığını gösteriyor.Gerek
Kolonizasyon gerekse deniz ticaret ağları Atinaya önemli servet akışı
sağlıyordu.Giderek servet,semaye Aristokratlar elinde birikiyor,Atinalı
diğer halk borçlanınca köle statüsüne iniyordu.Bu durum çok derin
huzursuzluk ve travmalarla Atinanın düzenini sarsmaya
başlamıştı.Filozof,akil adam Solon bir hukukçu olarak yeni bir düzen
oluşturdu.Atinalılar Tiranlığa karşı direnerek onun etrafında
buluştular.Solon MÖ 594 te yasalarla bu tip borçlanmadan doğan
köleliğe son verdi.Bu durumu yansıtan kendisinin bir şiir kıtası vardır.
Kimi kötüler zengin,kimi iyiler fakir
Kimsenin ambarına değişmeyiz onurumuzu
Onur satın alınmaz bir şeydir
Oysa para öyle mi,gün boyu dolaşır elden ele
Solon gelir gruplarına göre halkı üç gruba ayırır ve buna göre
vergilendirir.Bu vergileme modeli giderek Yunan demokrasisine örnek
olur. Bütçe oluşumu başlar.

Solon’un hukuk düzeni bir yenilik getirmekle beraber,Tiranlık otoriterlik
eğilimi sürmektedir.Mö 501 e gelindiğinde,kendi de Atinalı bir
aristokrat olan Kleisthenes yaptığı kanunlarla,Atina ya İkna gücünü
yani demokrasiyi getirdi.Varsıllık ve soyluluktan doğan sınıfları
kaldırıp Halk meclisini kurup onlara geniş yetkiler verdi.

Dünya tarihinin ilk sokak lambası Atina agorasında ışıldadı.
.Kleisthenes,Atinayı meslek grupları esaslı on adet ve mecliste eşit
temsil gücü olan klana ayırdı.Ayrıca bir daha Tiranlık olmasın diye
“çanak çömlek mahkemesi” kurdu.Buna Ostrakismos deniyor ve
oylar bu çömleğe atılıyor eğer Tiranlık eğilimi olan bir kişi yüksek
oyla seçilirse,onur veya servet kaybı olmadan on yıl sürgüne
gidiyor böylece demokrasi korunuyordu.

Evet okyanusta bir damla oluştu,tüm dünya o yüzyıllarda Pazu gücü ile
korku altında nemalanırken,Atina toplumsal hakları,erklerin kurallarını
Ephialtes,Perikles,Sokrates,Platon,Zenon Aristo nun ürünleri ile kayda
aldı.Evet, ilk defa semavi değil seküler kavram ve saptamalarla bir
toplumsal yaşamın dinginliği için düzen kurmaya başlanmıştı..
Bu tarihsel ışık, Pazu gücünün ,Otorite’nin ekonomik değerlerin
kullanımında yarattığı ayırımcılık,haksızlık,taraflar arasında kayırma ile
servet edinme modellerini oluşturması toplumları yeni arayışlara
yöneltti.Şu bir gerçekti,denetlenemeyen güç, insan fıtratını zorlamakta
idi ve barışık toplum bu ortamda süremezdi,bir şeyler yapılmalı idi
Ünlü hatip ve devlet adamı Perikles Mö 494-425 Kleisthenes’in
düzenini daha normatif bir Demokrasi,yani İkna gücünün rüzgarı ile
önemli bir tarihsel ışığı yakar.Şöyle demektedir,Demokrasinin birkaç
kişinin değil,tüm yurttaşların katkılarıyla var olabileceğini,herkesin eşit
hak ve yükümlülüklere sahip bulunduğunu,yönetimde yeteneklerine ve
liyakatine göre görev alabileceğini söyleyerek devam eder,Devlet
işlerine karışmayanlara,kendi işi ile uğraşan sessiz bir yurttaş değil hiçbir
işe yaramayan gözüyle bakıyoruz,bir politikayı ancak bir kaç kişi ortaya
koyabilir ama hepimiz onu yargılayacak nitelikteyiz.Biz tartışmayı,siyasal
eylemin önüne dikilen engel olaral değil,bilgece davranmanın
vazgeçilmez bir ön hazırlığı olarak görürüz.Perikles konuşmada,siyasal
haklarda ve katılımda eşitlik sağlamış,yoksulları halk meclislerine
taşımış,onların gücünü arttırmak için katılanlara maaş bağlatmıştır.Kamu
çalışanına maaş bağlanması tarihsel bir devrimdir.


Artan ekonomik güç demokrasiye yönelmeyi,refahın dağılımının önemini
şununla gösterir “artan ekonomik eşitsizlikler kendini siyasal alanda
göstermekte,siyasal eşitsizliklerde ekonomik eşitsizliklerin
derinleşmesine neden olmaktadır.Giderek yeni bir tarihsel olgu başlar
ORTA SINIF.Zamanla bu sınıfın yaklaşımlarının PAZU veya İKNA
gücüna ağırlığı tarihsel olayların Zerdüşt ateşi olacaktır.
Perikles kuralları zamanla Platon’un Devlet ve Aristo’nun Politika
kitabında yeni öngörü ve algoritmalar sunacak,yüzyıllar sonra
J.J.Rousseau demokrasi için toplumsal ortak paydanın genişlemesini
öngörmüş ve katılımın bunu sağlayacağını belirterek Atina kent devleti
modelinden esinlendiğini anlatmıştır..

Tarih nehrimiz bu yüzyılın ışığını çok uzun mesafelerden sonra,Pazu
gücüne ilk dengeyi Ms 1215 te İngiltere kralı ile Arazi sahibi
aristokratların Magna Charta haklar anlaşması ile kayda alacak,bunu
1295 te Parlamentonun kuruluşu sürdürecektir.Ama Pazu/İkna dengesi
asıl 1707 de Büyük britanyada ve İsveçte 1721 de başlayarak
sürecek.Önemli bir tarihsel vurgu 1776 da Abd nin haklar beyannamesi
ile kurulmasıdır.Yukarda bir kısa notla geçen orta sınıf bu süreçlerin
önemli belirleyicisidir çünkü adı değişmiş Burjuva olmuştur.Bundan
sonraki tarihte koçbaşı burjuva olacaktır.

Avrasya dediğimiz bir ucu Atlas diğer ucu Pasifik okyanusu arasında
tarihin oluştuğu kıta bir yerleşim model sosyolojisini de bize
gösterir.Kıtanın Akdeniz,Anadolu,iran ve orta doğu bölgeleri genelde en
eski Sümerden başlayarak kentleşme,sık yoğun yaşamın olduğu ve bunu
n sonucu yazının oluşumu ile din,felsefe,bilim ve sanatın kurumsallaştığı
ve siyasetinde bu öngörülerle biçimlendiği yerdir.Buna karşın
İngiltereden başlayarak Çin sınırına kadar olan devasa alan, göçebe
kültünün düşük profilli dünyasını yüzyıllarca sürdürmüştür.Örneğin
Romada Cicero cumhuriyetle ilgili senatoda konuşurken Ren vadisinde
Germenler yarı çıplak Druid denilen Şamanlar çevresinde sohbet
etmektedirler.Keza Patarada Likya cumhuriyet konsülü
toplanmışken,Ukranya steplerinde ateş başında oturup sürülerini
bekleyen İskitler bulunmaktadır.
Bu iki ayrı dünyada Kuzey bütünüyle Pazu gücü ile yönetilirken
güneyde İkna gücü arayışları için ayaklanan halklar bulunmaktadrr.


Yazılı tarih özünde insan topluluklarının nasıl yönetileceğinin de
örnekleri ile doludur fakat değişmeyen iki asal nokta vardır Pazu ile
mi İkna ile mi yöneltilecektir.Toplumlar din ritüelleri,seküler kalıplı
fikirler,sınırlı ideolojlerle yönetilerek yüzyılları aşındırmışlardr.Özünde bu
yapılanmalar Pazu gücüne biat ile bir müddet yaşayıp daha sonra
sönmeyen özgür yaşam arzusu ile yeni arayışlara girmişlerdir.
Bu arayışın adresi, ortak yaşamı sürdürebilme motivasyonu ve
beklentilere yanıt verebilmesi açısından İKNA gücünün bir varış
noktası olmasıdır.Demokrasi budur ve bunu Perikles her yönüyle
tarihe düşmüştür.

Tarih nehrimizin son durağı Türk tarihinin rıhtımında akmaktadır.Türk
tarihi 2500 yılda uzun yıllar göçebe daha sonra giderek yerleşik
düzenlerde yaşam göstermiştir.Geç kalmış bir kentleşme ne yazık ki bizi
daha çok Pazu gücü ile yönetilmeye mahkum etmiştir.

Bununla beraber Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyetinin Meclis
esasıyla oluşturulması Türk halkınn zincirlerini kırmış ve İKNA gücü
yol almaya medeniyet kavgasında çıta yükseltmeye
başlamıştır.Bunlar kolay süreçler değildir ama Türk halkının İkna
gücünü,demokrasiyi içselleştirdiğinin net göstergesi,31 Martta Pazu
gücünün bütün ablukasına karşın HAYIR deme yeteneğini gösterme
başarısıdır.

Sevgi ile kalın

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.