Yukarıdaki paylaşım, bir yurttaşımızla sosyal medya üzerinden yaptığımız bir dertleşmeye ilişkin.İnsanlarımız dertli. İnsanlarımız bunalım içinde. Bu dertleşme sadece bir örnek. Daha nice örnekleri var benzer sorunları yaşayan, benzer sıkıntı içinde olanlar, benzer beklentileri taşıyan..
Bir emekçi yazmış " Bir aile var. Hiçbir şeyleri yok. Yardım etmek ister misin? O eve alışveriş yapıcam. Varsa sen de yardım et." Bir aile dediği gerçekte kendisi. "Yardıma ihtiyacım var" diyemediği için böyle yazmış. Ev kirasını, elektrik, su parasını ödeyemeyip, sosyal medya üzerinden yardım çığlıkları atan nice insanımız var.
Üniversite mezunu olduğu anlaşılan genç bir bayan da " Açıkcası ben çok zor ve yıpratıcı bir süreç yaşıyorum. Bir süredir iş arayışım var, fakat hiçbir şekilde olumlu sonlandıramıyorum. En son çalıştığım firma kapandı. Bir anda bir buçuk aylık maaşımı alamadım.İşsiz kaldım. İstanbul' da kirada yaşıyorum ve bir aydır kiramı ödeyemediğim için ev sahibimle hem psikolojik bir süreç hem de maddi zararlar ve ciddi kayıplar yaşıyorum. Çaresizim" diyerek kirasını ödeyebilmek için borç olarak 7500 TL. yardım talebinde bulunmuş."Elinizden geldiği kadar bile olsa nefes alabilirim biraz olsun" demiş.
Üzülmemek, kahrolmamak mümkün değil bu sessiz çığlıklar karşısında. 2025'e giriyoruz. Tüm sıkıntıları, dertleri yeni yıla aktarıyoruz. Umutsuz. Ekonomik kriz ve bu krizin üstesinden gelmek için alınan önlemler 2025'e havale edilen konuların başında geliyor. Kriz ve izlenen kemerleri sıkma politikası halkı canından bezdirmiş durumda. Alınan tedbirlerin arzu edilen sonuçları doğurup doğurmayacağı belirsiz. 2025'te bu belirsizliğin devam edeceği söylenebilir.
Öte yandan, ekonomik krizle baş etme işini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e havale eden AKP kurmaylarının şu sıralar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden aday olması konusuna odaklandıkları görülüyor. Bu çerçevede kurmayların seçimlerin yapılacağı 2028 yılına ilişkin çeşitli seçenekleri tartıştıkları anlaşılıyor. İlk seçenek doğal olarak Erdoğan'ın yeniden aday olmasının yolunu açmak. Anayasanın bu amaçla değiştirilmesi zor görünüyor. Seçimlerin TBMM tarafından birkaç ay öne alınarak 2027 sonbaharında gerçekleştirilmesi, Erdoğan'a yeniden seçilme yolunu açacak en arzu edilen, en güçlü seçenek olarak görülüyor. Ekonomik tedbirlerin sonuçlarının da ancak o tarihlerde alınabileceğine işaret ediliyor.
Yurttaşımız yukarıda sorduğu sorulara yanıt verirken o nedenle çeşitli konulardaki beklentilerinin ancak 2027 yılında gerçekleşebileceği olasılığından söz ettim. 2027 kadar ne o tür beklentilerin, ne de emekliye, asgari ücrete zam gibi beklentilerin karşılanabileceği kanısında değilim. Kemer sıkma politikası dolu dizgin devam edecek gibi görünüyor.Muhalefetin de "2025'de erken seçim" gibi gerçekçi olmayan çağrılardan vazgeçerek, stratejisini seçimlerin 2027'de yapılacak şekilde belirlemesi isabetli olur. Bu arada Cumhurbaşkanı adayını belirlemesi de yerinde olur.2025'in çeşitli konularda risklerle, sorunlarla, fırsatlarla dolu bir yıl olacağı görülüyor. Bu itibarla tüm okurlara, risklerden, sorunlardan uzak, fırsatlarla dolu sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı bir yıl dilerim.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gürsel Demirok
2024'E VEDA EDERKEN, BATAN BATANA
2024'e veda ederken, batan batana.
"-Abi size bişey sorsam iznin olur mu?
-Sor tabi.- Sizce önümüzdeki yıl, yani 2025'te bu çözüm süreci ve diğer suçlarla ilgili bir af görünüyor mu?
- Sanmam.- Gerek vergi affı ve SGK affı...Peki terör örgütü liderine siyasi af olmadan bu süreç nasıl yürür?
- Af olacaksa 2027 de olur.
- Seçim affı yani
- Aynen
-Vergi ve SGK ödemeleri için af çıkar mı ödeme kolaylığı için?
- Onu bilmiyorum. O da bence 2027.
- Vallahi iş dünyası tıkandı abi. Piyasalar berbat. Batan batana.
- Eminim. Ekonomik tedbirlerin sonuçlarını beklemek gerek bence.....
- Rahatsız ediyorum. Kusura bakmayın lütfen.- Rica ederim. Sesinizin duyurmanız önemli.. ."
Yukarıdaki paylaşım, bir yurttaşımızla sosyal medya üzerinden yaptığımız bir dertleşmeye ilişkin.İnsanlarımız dertli. İnsanlarımız bunalım içinde. Bu dertleşme sadece bir örnek. Daha nice örnekleri var benzer sorunları yaşayan, benzer sıkıntı içinde olanlar, benzer beklentileri taşıyan..
Bir emekçi yazmış " Bir aile var. Hiçbir şeyleri yok. Yardım etmek ister misin? O eve alışveriş yapıcam. Varsa sen de yardım et." Bir aile dediği gerçekte kendisi. "Yardıma ihtiyacım var" diyemediği için böyle yazmış. Ev kirasını, elektrik, su parasını ödeyemeyip, sosyal medya üzerinden yardım çığlıkları atan nice insanımız var.
Üniversite mezunu olduğu anlaşılan genç bir bayan da " Açıkcası ben çok zor ve yıpratıcı bir süreç yaşıyorum. Bir süredir iş arayışım var, fakat hiçbir şekilde olumlu sonlandıramıyorum. En son çalıştığım firma kapandı. Bir anda bir buçuk aylık maaşımı alamadım.İşsiz kaldım. İstanbul' da kirada yaşıyorum ve bir aydır kiramı ödeyemediğim için ev sahibimle hem psikolojik bir süreç hem de maddi zararlar ve ciddi kayıplar yaşıyorum. Çaresizim" diyerek kirasını ödeyebilmek için borç olarak 7500 TL. yardım talebinde bulunmuş."Elinizden geldiği kadar bile olsa nefes alabilirim biraz olsun" demiş.
Üzülmemek, kahrolmamak mümkün değil bu sessiz çığlıklar karşısında. 2025'e giriyoruz. Tüm sıkıntıları, dertleri yeni yıla aktarıyoruz. Umutsuz. Ekonomik kriz ve bu krizin üstesinden gelmek için alınan önlemler 2025'e havale edilen konuların başında geliyor. Kriz ve izlenen kemerleri sıkma politikası halkı canından bezdirmiş durumda. Alınan tedbirlerin arzu edilen sonuçları doğurup doğurmayacağı belirsiz. 2025'te bu belirsizliğin devam edeceği söylenebilir.
Öte yandan, ekonomik krizle baş etme işini Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e havale eden AKP kurmaylarının şu sıralar Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden aday olması konusuna odaklandıkları görülüyor. Bu çerçevede kurmayların seçimlerin yapılacağı 2028 yılına ilişkin çeşitli seçenekleri tartıştıkları anlaşılıyor. İlk seçenek doğal olarak Erdoğan'ın yeniden aday olmasının yolunu açmak. Anayasanın bu amaçla değiştirilmesi zor görünüyor. Seçimlerin TBMM tarafından birkaç ay öne alınarak 2027 sonbaharında gerçekleştirilmesi, Erdoğan'a yeniden seçilme yolunu açacak en arzu edilen, en güçlü seçenek olarak görülüyor. Ekonomik tedbirlerin sonuçlarının da ancak o tarihlerde alınabileceğine işaret ediliyor.
Yurttaşımız yukarıda sorduğu sorulara yanıt verirken o nedenle çeşitli konulardaki beklentilerinin ancak 2027 yılında gerçekleşebileceği olasılığından söz ettim. 2027 kadar ne o tür beklentilerin, ne de emekliye, asgari ücrete zam gibi beklentilerin karşılanabileceği kanısında değilim. Kemer sıkma politikası dolu dizgin devam edecek gibi görünüyor.Muhalefetin de "2025'de erken seçim" gibi gerçekçi olmayan çağrılardan vazgeçerek, stratejisini seçimlerin 2027'de yapılacak şekilde belirlemesi isabetli olur. Bu arada Cumhurbaşkanı adayını belirlemesi de yerinde olur.2025'in çeşitli konularda risklerle, sorunlarla, fırsatlarla dolu bir yıl olacağı görülüyor. Bu itibarla tüm okurlara, risklerden, sorunlardan uzak, fırsatlarla dolu sağlıklı, mutlu, huzurlu, başarılı bir yıl dilerim.