Kitap Pınarı okuma topluluğu, Aralık buluşmasında Zülfü Livaneli'nin Serenad romanını tartıştı. Toplantıda kitaplar, hafıza ve tarih üzerine derinlemesine analizler yapıldı. Toplantının sonunda Ocak için "Sineklerin Tanrısı" seçildi.
Haber Giriş Tarihi: 04.12.2025 21:33
Haber Güncellenme Tarihi: 04.12.2025 21:38
Kaynak:
Haber Merkezi
yenikemer.com
KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI
Serenad’ın Peşinde: Hafızaya, Aşka ve Tarihe Açılan Bir Kapı**
Kitap Pınarı okuma topluluğu, Aralık buluşmasında edebiyatın yalnızca sözcüklerden değil, aynı zamanda hafızadan, acıdan, yüzleşmeden ve insanın insanla kurduğu en kırılgan bağlardan oluştuğunu bir kez daha hatırlattı.
Moderasyonu Ahsen Yıldız’ın üstlendiği toplantı; Cenap Murtezaoğlu, Belma Murtezaoğlu, Makbule Çapraz, Atilla Çalışkan, Rebia Baltacıoğlu, Özgül Küçük ve Neriman Zevkliler’in yorumlarıyla, adeta çok sesli bir edebiyat korosuna dönüştü.
Topluluk Ruhunun Kutlaması
Etkinlik, Kitap Pınarı buluşmalarının ikinci yılının kutlanmasıyla açıldı. Bu iki yıllık süreç, yalnızca okunan kitapların kronolojisi değil; aynı zamanda ortak bir yolculuğun, karşılıklı öğrenmenin ve edebiyat aracılığıyla kurulan bir topluluk kültürünün hikâyesi. Toplantının sembolik anlarından biri, Makbule Çapraz’ın el emeği hediyeleri oldu. Bir okuma topluluğunu “topluluk” yapan o ince bağları somutlaştıran bu jest, buluşmanın ruhuna adeta zarif bir imza attı.
Serenad: Edebiyatın Hafızaya Düşürdüğü Bir Nota
Zülfü Livaneli’nin Serenad romanı, bu ayın merkezine yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda bir hafıza yükü bıraktı. Açılış konuşmasında dile getirilen şu cümle, tartışmanın tonunu belirledi:
“Bazı kitaplar, sadece bir hikâyeyi anlatmakla kalmaz; insanı zamanın derinliklerine, vicdanın en ücra köşelerine doğru sessizce yürütür.”
Serenad, müziğin tınısını tarihin karanlık sayfalarıyla, bireysel bir aşkın kırılganlığıyla ve bilim insanı bir adamın sorumluluk duygusuyla birleştiren çok katmanlı bir roman. Livaneli’nin “Aşk kelimesi çok kirletildi” sözü, romanın alt metnindeki ahlaki ağırlığı daha da belirgin kılıyor.
Okurların dikkat çektiği bir diğer nokta, romanın günümüz Türkiye’sine dair sosyolojik gözlem gücü. Modern yaşamın koşuşturması, bireyin yalnızlığı ve duygu dünyasının giderek daralan sınırları, romanın satır aralarında kendine yer buluyor.
Struma Faciası: Sessizliğin, Bekleyişin ve Gecikmiş Yüzleşmenin Hikâyesi
Toplantının en çarpıcı bölümü, romanın kalbinde yer alan Struma faciasının tarihsel boyutu üzerine yapılan değerlendirmelerdi.
769 mülteciyi taşıyan Struma gemisinin, 2. Dünya Savaşı koşullarında İstanbul açıklarında günlerce çaresizce bekleyişi; diplomatik kaygılar, savaş dengeleri ve uluslararası suskunluk arasında kaybolmuş insan hayatlarının trajedisini gözler önüne serdi.
Yalnızca bir kişinin kurtulduğu bu olay, katılımcılar tarafından “tarihin en sessiz çığlıklarından biri” olarak nitelendirildi. Struma üzerinden yürütülen tartışmalar, romanın temel izleklerinden biri olan şu cümleyi güçlendirdi:
“Siyasi dengeler değişir, ülkeler yön değiştirir; ama harcanan hep insandır.”
Romanın bu trajediyi görünür kılması, katılımcıların ortak değerlendirmesiyle, Türkiye’nin yakın geçmişiyle kurduğu ilişkiye dair önemli bir yüzleşme alanı açıyor.
Edebiyatın Birleştirici Dili
Buluşmada farklı kuşaklardan okurların katkıları, Serenad üzerine yapılan tartışmayı derinleştirdi. Romanın zaman kurgusu, anlatı tekniği, karakterlerin sembolik anlamı ve Livaneli’nin müzikal üslubu üzerine yapılan değerlendirmeler, toplantıyı adeta küçük bir edebiyat seminerine dönüştürdü.
Her bir okurun kendi yaşam deneyiminden getirdiği yorumlar; edebiyatın çoğulcu yapısını, bireysel okuma süreçlerinin nasıl ortak bir zeminde birleşebildiğini gösterdi.
Yeni Yıl, Yeni Okuma: Ocak Ayının Kitabı Belirlendi
Toplantının sonunda, Ocak ayında okunacak kitap olarak William Golding’in modern klasiklerinden Sineklerin Tanrısı seçildi. İnsan doğasının karanlık yüzüne ayna tutan bu eser, şimdiden yeni tartışmaların kapısını aralamış durumda.
Edebiyatın İzinde Bir Yolculuk Daha…
Kitap Pınarı’nın Aralık buluşması, edebiyatın hem bireysel iç yolculuklara hem de kolektif hafıza çalışmalarına nasıl kapı araladığını gösteren güçlü bir örnek olarak hafızalara kazındı. Topluluk üyeleri, bir sonraki buluşmada yeni bir kitap, yeni bir tartışma ve yeni bir ortak zihin alanı için yeniden buluşmak üzere salonu terk ettiler.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI
Kitap Pınarı okuma topluluğu, Aralık buluşmasında Zülfü Livaneli'nin Serenad romanını tartıştı. Toplantıda kitaplar, hafıza ve tarih üzerine derinlemesine analizler yapıldı. Toplantının sonunda Ocak için "Sineklerin Tanrısı" seçildi.
KİTAP PINARI ARALIK BULUŞMASI YAPILDI
Serenad’ın Peşinde: Hafızaya, Aşka ve Tarihe Açılan Bir Kapı**
Kitap Pınarı okuma topluluğu, Aralık buluşmasında edebiyatın yalnızca sözcüklerden değil, aynı zamanda hafızadan, acıdan, yüzleşmeden ve insanın insanla kurduğu en kırılgan bağlardan oluştuğunu bir kez daha hatırlattı.
Moderasyonu Ahsen Yıldız’ın üstlendiği toplantı; Cenap Murtezaoğlu, Belma Murtezaoğlu, Makbule Çapraz, Atilla Çalışkan, Rebia Baltacıoğlu, Özgül Küçük ve Neriman Zevkliler’in yorumlarıyla, adeta çok sesli bir edebiyat korosuna dönüştü.
Topluluk Ruhunun Kutlaması
Etkinlik, Kitap Pınarı buluşmalarının ikinci yılının kutlanmasıyla açıldı. Bu iki yıllık süreç, yalnızca okunan kitapların kronolojisi değil; aynı zamanda ortak bir yolculuğun, karşılıklı öğrenmenin ve edebiyat aracılığıyla kurulan bir topluluk kültürünün hikâyesi. Toplantının sembolik anlarından biri, Makbule Çapraz’ın el emeği hediyeleri oldu. Bir okuma topluluğunu “topluluk” yapan o ince bağları somutlaştıran bu jest, buluşmanın ruhuna adeta zarif bir imza attı.
Serenad: Edebiyatın Hafızaya Düşürdüğü Bir Nota
Zülfü Livaneli’nin Serenad romanı, bu ayın merkezine yalnızca bir kitap değil, aynı zamanda bir hafıza yükü bıraktı. Açılış konuşmasında dile getirilen şu cümle, tartışmanın tonunu belirledi:
Serenad, müziğin tınısını tarihin karanlık sayfalarıyla, bireysel bir aşkın kırılganlığıyla ve bilim insanı bir adamın sorumluluk duygusuyla birleştiren çok katmanlı bir roman. Livaneli’nin “Aşk kelimesi çok kirletildi” sözü, romanın alt metnindeki ahlaki ağırlığı daha da belirgin kılıyor.
Okurların dikkat çektiği bir diğer nokta, romanın günümüz Türkiye’sine dair sosyolojik gözlem gücü. Modern yaşamın koşuşturması, bireyin yalnızlığı ve duygu dünyasının giderek daralan sınırları, romanın satır aralarında kendine yer buluyor.
Struma Faciası: Sessizliğin, Bekleyişin ve Gecikmiş Yüzleşmenin Hikâyesi
Toplantının en çarpıcı bölümü, romanın kalbinde yer alan Struma faciasının tarihsel boyutu üzerine yapılan değerlendirmelerdi.
769 mülteciyi taşıyan Struma gemisinin, 2. Dünya Savaşı koşullarında İstanbul açıklarında günlerce çaresizce bekleyişi; diplomatik kaygılar, savaş dengeleri ve uluslararası suskunluk arasında kaybolmuş insan hayatlarının trajedisini gözler önüne serdi.
Yalnızca bir kişinin kurtulduğu bu olay, katılımcılar tarafından “tarihin en sessiz çığlıklarından biri” olarak nitelendirildi. Struma üzerinden yürütülen tartışmalar, romanın temel izleklerinden biri olan şu cümleyi güçlendirdi:
Romanın bu trajediyi görünür kılması, katılımcıların ortak değerlendirmesiyle, Türkiye’nin yakın geçmişiyle kurduğu ilişkiye dair önemli bir yüzleşme alanı açıyor.
Edebiyatın Birleştirici Dili
Buluşmada farklı kuşaklardan okurların katkıları, Serenad üzerine yapılan tartışmayı derinleştirdi. Romanın zaman kurgusu, anlatı tekniği, karakterlerin sembolik anlamı ve Livaneli’nin müzikal üslubu üzerine yapılan değerlendirmeler, toplantıyı adeta küçük bir edebiyat seminerine dönüştürdü.
Her bir okurun kendi yaşam deneyiminden getirdiği yorumlar; edebiyatın çoğulcu yapısını, bireysel okuma süreçlerinin nasıl ortak bir zeminde birleşebildiğini gösterdi.
Yeni Yıl, Yeni Okuma: Ocak Ayının Kitabı Belirlendi
Toplantının sonunda, Ocak ayında okunacak kitap olarak William Golding’in modern klasiklerinden Sineklerin Tanrısı seçildi. İnsan doğasının karanlık yüzüne ayna tutan bu eser, şimdiden yeni tartışmaların kapısını aralamış durumda.
Edebiyatın İzinde Bir Yolculuk Daha…
Kitap Pınarı’nın Aralık buluşması, edebiyatın hem bireysel iç yolculuklara hem de kolektif hafıza çalışmalarına nasıl kapı araladığını gösteren güçlü bir örnek olarak hafızalara kazındı. Topluluk üyeleri, bir sonraki buluşmada yeni bir kitap, yeni bir tartışma ve yeni bir ortak zihin alanı için yeniden buluşmak üzere salonu terk ettiler.
En Çok Okunan Haberler